
Bir aksam kordon turumuzu yapiyoruz annemlerle, sicakkanli bir erkek kibar bir sekilde brosur uzatip etraftaki turlari anlatiyor. Ayvalik'a yat turu, gunubirlik Gelibolu Yarimadasi, Kapadokya, Gap diye gidiyor listedekiler. Cuma-Ctesi Ckale bogazinda eglenceli vapur turu da varmis ama eylulde okullarin acilmasiyla talep azalinca seneye kaldi diyor. Ne zaman su yarimada turunu yapsak derken, teyzemi de alip bir sabah hadi diyoruz.
Canakkale'yi herkes pek bir sever, begenir ancak, alisilmis buyuk sehir isteklerine zor cevap veren bir sehirdir vessellam. Yillardir dogru durust bir turizm sirketi gormemistim. Sahilde tanisip, bir gece oncesinden adimizi yazdirinca Wilusa'dan Abdullah Bey bizi sabah evimizden alip, o kadar guzel bir program ile tum yarimadayi gezdirdi ki, ben iste bir tur bu kadar guzel olur dedim kendisine de...

Saat 9'da Kilitbahir'e gecilir, sirasiyla Seyid Onbasi, Sahindere , Sargi Yeri Sehitlikleri, Canakkale Sehitler Abidesi, Morto Koyu, Yahya Cavus, Ertugrul Tabyasi ve Koyu, Kabatepe Muzesi, Anzak Koyu, Mehmetcige Saygi Aniti, Kanli Sirt, Tuneller 57. Alay Sehitligi, Conkbayiri, Ariburnu, Yeni Zellada Aniti ile aksam 5'te program tamamlanir. Abdullah Bey emekli bir egitimci. Rehberlik isini de o kadar iyi yapiyor ki, 8 kisilik grubumuzdaki herkesten iltifat aldi. Zaman zaman sesinde didaktik bir ton ile Anzaklar ile Turklerin nasil gofret, su, ekmek degis-tokusu yaptiklarini, zaman zaman gozlerimizi yasartacak anilari duygusal bir tonda anlatinca iyi ki Canakkale'liyim diye gururlu bir havaya girdik hemen. Cok alisilmis, siradan, klise kelimeler ama
bu vatan oyle boyle kolay kazanilmamis. Kazilan siperleri, gozetleme noktalarini, Conkbayiri'ndan Saroz'a bakan o tepeyi gorseniz hakverirsiniz.

Her yil 18 Mart torenleri sirasinda 500bin Anzaklinin Ckale'ye geldigini biliyor muydunuz? Onlar safak zamani yaparmis torenlerini. Ingilizler, Fransizlar kendi mezarlari icin olan arazileri, bolgeden kiralamislar ve bakimi gercekten muhtesem. Cimin en yesil, ciceklerin en bakimli oldugu bolge uzaktan "tamam burasi onlara ait" hissidiyati cagristiriyor hemen. Kayitlara 57bin Turk askeri oldu diye geciyor ancak 250bin sehit verildigini yaziyor tarih. Bir o kadar da karsi taraftan zayiat varmis. Zaten gezdigimiz her yerde Turk tur otobusunden cok Ingiliz, Yeni Zellandali ve Avusturyalilar vardi.
Bu arada seyahat sirketinin adi dikkatimi cekmisti ilk duydugumda. Eskiden Hititler doneminde Truva'ya
Wilusa denirmis, oradan esinlenip koymuslar.

Buralari gezip dolasirken etrafin ne kadar cok kirli, cop artiklariyla dolu oldugu dikkatimi cekti hemen. Ckale de sehir olarak temiz sayilmaz hic, hatta Assos'da Behramkale'ye cikarken kale dibinde satis yapan kadinlara "neden hemen su dibinizdeki copleri temizlemiyorsunuz" diye sitemde bulundum ama cevabi "abla ruzgar asagidaki copleri gene geri getiriyor" oldu. Demek asagidan yukariya, bir sorun var :)
Aksam olup da sevgili Koray arkadasimin evine davet edilince geceyi tatli yiyip, tatli bitirdik. Yillarin dostu, biraktigin yerde dun kalmis gibi, araya hic zaman girmemis gibi hemen yakalayabildigin bir dost. Zaten Ckale benim icin her zaman ilik esen meltem gibi; sessiz, sakin, ilik, yumusak...