31 Ekim 2006 Salı

31 Ekim 2006

Uzun zamandir sonbahar moduna girmeye calisiyorum. Ne soguyan havalara, ne bitmeyen ruzgara, ne Halloween geliyor diye etraftaki dekorlara ve hatta 1 ay once Macy's'e konulan Xmas suslerine, ne de dokulen yapraklara, renk degisimlerine alisabildim. Bir tarafim, buyukce bir tarafim bunu redderden dun aksam isten eve gelirken artik havanin aydinlik olmadigini farketmek oldu sonbaharin coktan gelmis de benim zamanla yeni senkronize oldugum.

Gecen yil da benzer seyleri dusunmustum bu zamanlar. Cunku gelismis Bati toplumlarinda yasamak bazen CD dinlemek gibi. Bir sure sonra CD'deki track'leri ve biri bitmeden hangisinin gelecegini beyin otomatik olarak dikte ediyor kendine. Ister katilin, ister seyredin ama buradaysaniz, biliyorsunuz ki yapraklar sararacak, gunesin muhtesem ton degisimleri dogaya isil isil yansiyacak, balkabaklari kapi onlerinde nobet tutacak ekim boyunca, sonra tum hiziyla insanlar, sistem, yasam Holiday donemine girecek. Once Sukran gunu, sonra Christmas'la yeni yili bulacagiz. Yeni dilekler tutulup, ustune cizik atamadigimiz listemiz yenilenecek ve ucundan bahar sizintilariyla gene baska tatil planlari baslayacak.

Anlasildi ben biraz radyo dinlemeliyim...

Hiç yorum yok: