tag:blogger.com,1999:blog-157199152024-03-12T03:35:48.391-04:00ARTA KALAN ZAMANDAFBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.comBlogger263125tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-70282753976690170702013-04-10T12:37:00.000-04:002013-04-10T12:44:51.104-04:00Amerika'da Ilkogretimde Standartlastirilmis Eyalet Sinavlari<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhO8p0a3-BmyHe_ZlA9kq3ji2SvjAX_sPf5N6e8PLz6-HAoIww3He6qnQaTiPqvMyfJ_Qb4KmMGay_ZNrAV1qzWY96zMkBHtn1AQRx33qANW9mbuJ8UB7OBWpcIzMM3f9GNgH8/s1600/art_ELA.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhO8p0a3-BmyHe_ZlA9kq3ji2SvjAX_sPf5N6e8PLz6-HAoIww3He6qnQaTiPqvMyfJ_Qb4KmMGay_ZNrAV1qzWY96zMkBHtn1AQRx33qANW9mbuJ8UB7OBWpcIzMM3f9GNgH8/s400/art_ELA.JPG" width="300" /></a></div>
Haftaya oglanin eyalet sinavlari basliyor. Nisanda ELA denilen English Language Arts'dan 3 gun sinava girecek. Nisanin 4. haftasinda Math (matematik), Mayisin son haftasinda ve haziranin ilk haftasinda da Science'dan (Fen Bilgisi) sinava girecek. Bu sinavlar kendi iclerinde coktan secmeli, soruyu cozerken islemi gosterme, anlama-kavrama, dinleme, makale (deneme) yazma gibi degisik kategorilerde oldugundan herbiri birkac gun suruyor.<br />
<br />
Amerika'da son bir iki senedir egitim alaninda <b>Common Core State Standards</b> (<a href="http://www.corestandards.org/" target="_blank">CCSS</a>) denilen merkezilestirilmeye ve standartlastirilmaya calisilan egitim uygulamalari yerlestirilmeye calisiliyor. Bu yuzunden de okullar, cocuklar, ogretmenler bu sisteme adapte olmaya calisiyorlar. Mufredatlarin olusturulmesi, ilgili derslerin ve iceriklerinin tanimlanmasi, egitimcilerin egitilmesi, varolan programlarla eslestirilip neler tanimlanacak, kapsanacak vs. okullar uzerinde fazlasiyla is yuku olusturan bir calisma.<br />
<br />
Calistigim sirket ve bulundugum pozisyon itibariyle, bizim de yazilim urunlerimizi CCSS'yi kapsayacak sekilde guncellememiz gerekiyor. Bu baglamda ben de kendi musterilerimle surekli diyalog halindeyim. Minik bir not burada: Bizim musterilerin buyuk cogunlugu eyaletlerin egitim departmanlari (SEA) ve minik oranda da okullar (LEA). Amerika'da egitim isi, eyalatlerde ve okul bolgelerinin yonetiminde oldugundan, federal hukumet tarafindan getirilmeye calisilan CCSS sistemi her eyalet tarafindan kabul edilmis degil. Texas, Alaska, Minnesota, Virginia ve Nebraska CCSS'i takip etmeyen eyaletler. <br />
<br />
CCSS'e gecmis eyaletlerde neler oluyor. <br />
<br />
<b>1. Egitim standartlasiyor.</b> Bir eyalette ogretilen ders diger eyalette de ayni icerikte ogretilecek (yukardaki 4 eyalate tasinmadikca). Diyelim NY'de PS-19'a (PS-19: Public School 19) gidiyor cocugunuz. Eyalet icinde ya da CCSS ile uyumlu bir eyalete tasindiginizda cocugun ogrendigi mufredatta degisiklik olmuyor. CCSS su an icin ELA ve Math'i kapsiyor ama yakinda Science ve Social Studies de bu programa eklenecek gorunuyor.<br />
<br />
<b>2. CCSS ile egitim standartlarini yukseltmeye calisiyor</b>. CCSS federal hukumet tarafindan onayak olan bir girisim degil. Bu girisim National Governors Association (NGA) ve the Council of Chief State School Officers (CCSSO) tarafindan sponsor edilen konsorsiyum ile tamamen eyaletler tarafindan yurutulen bir girisim. Benim izlenimim -oglanin derslerine bakarak- CCSS ile duz hesap, duz dusunce mantigini asip <i>critical thinking</i> denilen sorgulamali dusunmeyi, ogrenmeyi getirmeyi calisiyorlar. <br />
<br />
Simdi 4. siniftaki oglumun derslerinden anlatayim biraz.<br />
<br />
<u>ELA</u>'de bu sene bir suru okuma, okuduklarindan sorular, bazen okudugun makale disinda hayatla, kendinle iliskilendirebilecegin tarzda sorular, makale (essay) yazma ve bunlari dogru gramer kurallariyla uygulamak var. Itiraf ediyorum ben bile bazi sorularda tokezleyip dusunme ihtiyaci hissediyorum. Dun aksamki ev odevimizden bir alinti. <br />
<br />
GOD says to me with a kind / of smile, “Hey how would you like / to be God awhile and steer the world?” / “Okay,” says I, “I’ll give it a try,”<br />
What technique is being used (simile, metaphor, hyperbole, personification)? How can you tell?<br />
(Buradaki GOD Yunan mitolojisinde okuduklari Tanri'lara referans.)<br />
<br />
Ya da suna bakin: <br />
Now, Banjo, I know mamma wants me,/ And so I must bid you good-bye!<br />
What technique is being used (simile, metaphor, hyperbole, personification)? How can you tell? <br />
<br />
Ben de, oglan da Banjo'nun Banco denilen bir muzik entrumani oldugunu bilmiyorduk. Yeniden ogrenci oldum hic sikayetci degilim :)<br />
<br />
<u>Math</u> bu sene agirlasti. Cebir, geometri, alan hesaplari, kesirli islemler, elindeki aletleri dogru kullanma (cetvel, gonye), tahminsel kafadan hesaplamalar ile islemi tam hesaplama gibi hepimizin ailecek sevdigi konular isleniyor. Bunda sorun yok. Okul 3 yil once Singapur Math programina gecti ve bence gayet basarili bir programi var matematikte.<br />
<br />
<u>Science</u> da hepimizin favorisi. Fotosentezi ogrenirlerken, evdeki bitkiler koklerine kadar sokulup hangi parca ne islemi yapar bol bol calistik.<br />
<br />
Resim, muzik, bilgisayar, gym gibi yan dersler de var tabii ama ana konu yukardaki 3 alanda geciyor, ozellikle de math ve ELA'de.<br />
<br />
<b>3. Eyalet sinavlari bu seneden baslayarak CCSS uyumlu olacak.</b> Bu sinavlar 3. siniftan baslamak uzere 8. sinifa kadar devam ediyor. Sonra lise duzeyindekiler icin NY'da Regents sinavlari basliyor. Benim buldugum en iyi iki kaynak asagidaki iki link ama her eyaletin benzeri sayfasi mevcut.<br />
<br />
<ul>
<li><a href="http://engageny.org/resource/test-guides-for-english-language-arts-and-mathematics" target="_blank">NY Test Guides</a></li>
<li><a href="http://schools.nyc.gov/NR/rdonlyres/9DBA050D-2450-4A27-8BB7-47598FCF0C13/0/2012_2013_SED_Test_FAQFINALforCCL.pdf" target="_blank">FAQ: Changes to the New York State Tests</a></li>
</ul>
<br />
<b>4. CCSS yaraticiligi baltaliyor diyen grup da var.</b> Belki mufredattaki derslerin ogrenme sirasi farkli olabilir ya da bir eyalet/okul Math'de Singapur matematik programini secerken digeri Kumon ya da Saxon sistemini secebilir ama sonuc olarak bunlarin CCSS ile uyumlu olmasi lazim. Bana gore yaraticilik ogretmenin ogretme yeteneginde, cocugun ilgisini yuksek tutmakta, cocugu derse ve projeye iliskilendirmekte. <br />
<br />
Gecen sene bizim oglan NY ELA ve Math testlerine hazirlanirken baska eyaletlerden de ornek testler cozuyorduk. Ama zaman zaman farkettim ki, burada ogretilen CA'de sorulmuyor ya da MA'de sorulani bizim cocuk gormemis daha. CCSS bunu standartlastirmayi hedefliyor iste. <br />
<br />
<b>4. Sistemden beklentilerin yukselmesi: </b>Bu sistem ile cocuklara -eski sisteme gore- (daha) erken yasta yeni dersler ogretildiginden, K bitmeden okuma-yazma ogrenmesi beklendiginden, 100'e kadar ileri ve geri saymak, 5'er 5'er 10'ar 10'ar ileri ve geri saymak ya da basit aritmetik islemleri yapmasi beklendiginden -kisacasi beklentiler yukseldiginden- bazi aile ve egitimciler CCSS'i endise ile karsiliyor. Cocuk bunu almaya hazir mi, ilerki siniflar icin (ozellikle 4. sinif ve yukarsi) programlarin yuksek standartta olmasindan dolayi cocuk kendi ilgi alanina donuk konularda fazla mi metodolojik olacak gibi...<br />
<br />
Kizim K'da ve oglanin 4 sene once sene sonunda ogrendigi seyleri ayni okulda 3-4 ay oncesinden ogreniyor. Ogretmenler de soyluyor programlar eskiye gore agirlasti diye. Uzakdogudaki egitim seviyesini yakalama grisimlerinin etkisi bence acik ara gozleniyor.<br />
<br />
<b>5. Henuz mufredatlar oturmus degil.</b> Eyaletler hala haril haril mufredatlarin iceriklerini (content development) gelistirmeye calisiyorlar. NY ilk+orta ogrenimde 2013-2014 ders yili sonunda, lise kismi da bir sonraki yilda CCSS'e tam gecmis olacak. Amerika'li ogretmen bir arkadasimla konusuyorum. Yeni sisteme adapte olmak konusunda egitimcilerin ciddi soru isaretleri var.<br />
<br />
<b>6. Standartlastirilmis eyalet sinavlari yeniden duzenleniyor.</b> Amerika'da iki sinav degerlendirme konsorsiyomu var (Assessment Consotium). Biri NY'un da takip edip dahil oldugu <a href="http://www.parcconline.org/" target="_blank">PARCC</a> digeri <a href="http://www.smarterbalanced.org/" target="_blank">Smarter Balanced</a>. Bu yil ELA ve Math sinavlari ilk defa CCSS tabanli hazirlandigindan ogretmen ve ogrenciler hangi sinav sekli ile karsilasacaklarini tam da bilmiyorlar. Engage NY web sayfasinda <a href="http://engageny.org/resource/new-york-state-common-core-sample-questions" target="_blank">ornek </a>olarak hazirlanmis sorular var ama kesinlikle yeterli degil.<br />
<br />
Bu sinavlar okullarda cok ciddiye aliniyor. Sinavlarda ogrencinin aldigi sonuc ogretmenin basarisini ve dolayisiyla da okulun notunu etkiliyor. <a href="http://www.doe.k12.ga.us/AYP/Pages/default.aspx" target="_blank">AYP</a> denilen okulun yillik degerlendirilmesi sonucu gerekirse okullara bazen takviye saglanir. Bu sistemin nasil calistigi da baska bir yazinin konusu olsun.<br />
<br />FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-14900763252132220102012-10-30T14:14:00.001-04:002012-10-30T14:16:33.933-04:00Firtinanin Adi: Sandy<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiImy0WsU_vYi4aeyGN0bz0lsXG65AClMh0LSgF656BPo_zFuS4C5t-YAyxp4niTFYp0qlBheKlxUJChyphenhyphensEL8Au37t3KcvFjWgfWwrA2JTAYDzWg8DFNjMaOF7bw75EYvvE7Gun/s1600/sandy2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="270" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiImy0WsU_vYi4aeyGN0bz0lsXG65AClMh0LSgF656BPo_zFuS4C5t-YAyxp4niTFYp0qlBheKlxUJChyphenhyphensEL8Au37t3KcvFjWgfWwrA2JTAYDzWg8DFNjMaOF7bw75EYvvE7Gun/s400/sandy2.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi02gLUBNc5DuB5gqyTafprz4EKVHa8TE-dXC1lZ-I7VMezYPL2jrWJQN6sDCjghAYS_S4wazjhBVvpkggu4E6AlSgnpzPDJNPUJkN3ssoudRXaATS9kPUwcPcfBiB-u5LArs7u/s1600/sandy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a></div>
Liseye baslayana kadar cocukken saclarim kisaydi. Canakkale'de bir lodos eser, ya da hava poyraza, karayele vurur, yerdeki tum kum-toprak yuzumuze sacimiza dolardi. Ruzgarda en cok saclarimin karismasindan hoslanmazdim. Ruzgar ardindan yerini yagmura birakinca, ananem "bak lodos sevdigine kavustu, onun sevinc gozyaslari" derdi. Derken universiteye baslayip Istanbul-Canakkale yollarini tatillerde, somestrlerde otobus yolcuklariyla arsinlayinca, kac kere Eceabat'ta, Kilitbahir'de ruzgardan calismayan feribot ve motor seferleriyle mahsur kalmistim. Ya da findik kabugu gibi sallanan o motora binip karsiya gecmeye calisirken, icimden bildigim butun dualari okurken, "bir daha bu mevsimde Canakkale'ye gelmeyecegim" diye, kendime verdigim onlarca sozu kimbilir kac kere bozdum. Hele bir kis vardi ki, tam 6 saat Eceabat'ta karsiya gecmeyi beklemistim. O ruzgarlarin firtinalarin ismi olsa da ben de cocuklarima isimleriyle anlatsam her hikayeyi simdi.<br />
<br />
Dun buralardan Sandy gecti... Ben ki Canakkale cocuguyum, ruzgara, firtinaya alisigim ama Allah'im bir firtina bu kadar mi guclu esermis. Bu kadar mi ses yapar ve evi, duvarlari citir citir didiklermis. Elektrikler arada goz kirpip, ara ara 10-15 saniye kesilip gelince "<i>tamam artik gidiyor, mumlari, el fenerlerini el altinda bulunduralim</i>" diye surekli ev icinde dort dolaniyorum. Dibimizdeki sel baskinlarini, Manhattan'da kopup sallanan vinci, evlerin icine dusen agaclari canli yayinda izliyoruz. Tum aksam gozum disarda, kalbim gum gum... Cocuklar sakin, daha dogrusu habersizler durumdan. Babam da var bizde, hic gerginlik ve endise yok. Burk da oyle, sakin ve baska islerle mesgul evde... Yerel kanallar, CNN, ABC arasinda disarinin durumunu izlerken, "film seyretsene" diyor.<br />
<br />
Endise ile gecen bir gecenin ardindan, gunun isigina ama en cok elektrige uyanmak mutluluk verici. Haberler felaket tabii. Ofis hala kapali. Hem yollari bloke eden agaclardan, hem civarda kesilen elektrikten, hem kapanan okullardan evdeyiz gene. Bir ihtimal yarin yari-normal bir hayata donebiliriz ama tam normale donmek bazilari icin uzun zaman alacak. Is yerinden cogu arkadasimda zarar cok. Evin catisina, arabalarina dusen agaclar, devrilen cati, su baskini, birinde terastaki mangal devrilip evin balkon kapisini kirip iceriye girmis. Biz iyiyiz cok sukur...<br />
<br />
PS: Yukardaki foto MSN'den. Ilerde hatirlamak icin <a href="http://news.msn.com/us/hurricane-sandy-hits-the-east-coast">buraya </a>bakmali. NY Times'in <a href="http://www.nytimes.com/interactive/2012/10/30/nyregion/hurricane-sandys-aftermath.html?hp">grafiklerini</a> de eklemeli.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-1207178829063010202012-09-21T20:35:00.000-04:002012-09-22T15:41:58.885-04:00E.T. ile Birgun<iframe allowfullscreen="allowfullscreen" frameborder="0" height="394" mozallowfullscreen="mozallowfullscreen" src="http://player.vimeo.com/video/49921149?loop=1" webkitallowfullscreen="webkitallowfullscreen" width="700"></iframe><br />
<br />
Edward Tufte: Orta boylu, kumral, yesil gozlu, incecik bir adam. 70 yasinda ama cook daha genc gosteriyor. Siyah ceket ve pantolon giymis, icinde beyaz gomlek var. Seminer saat 10'da basliyor ben 9:30 gibi nefes nefese kalip, kendi adini tasiyan muze/galeriye variyorum. Icerde 100 kisi vardir. Onlerdekiler kanepeye oturmus, ben ikinci siradaki hasir koltuga geciyorum. Icerde kendi dizayni olan pek cok sanat eseri var. Karsida buyuk ekran projektor, kolonlara asilmis 15 " LCD ekranlardan, sukunet ve huzur veren resimler geciyor.<br />
<br />
Kayit sirasinda 4 kitabindan olusan bir set veriyorlar. Gidip bir tanesini imzalatayim diyorum. Muthis kibir ve asaletle, ne isle mesgul oldugumu, hangi sektorde oldugumu soruyor. Kisacik bir sohbetle kitabi imzalatip yerime geciyorum. <br />
<br />
Saat tam 10'da seminer basliyor. Konusu "veri ve bilginin prezentasyonu". <a href="http://www.edwardtufte.com/">Edward Tufte</a> bu alanin gurusu. Endustride onun adi gecince akan sular duruyor. Onun deyimiyle satis ve pazarlama prezentasyonu gibi ucuz seylerle degil, NASA'dakilerin ya da biyolojist'lerin DNA modellerinin <b><i>visualized</i></b> edilmesinden bahsediyoruz burada.<br />
<br />
Bir sunum sirasinda nelere dikkat etmek gerekir gibi bazi pratik
bilgiler veriyor. Bilinmedik seyler degil aslinda. Eger sunumu sen
yapacaksan erken gel, materyali onceden dagit ve dinleyicilere 10 dk
zaman verip okut diyor. Bize de sik sik onu yapiyor. Kitaplarindan bolumler gosterip ders calisiyoruz. Mutlaka erken bitir ki soru-cevap icin zaman
kalsin diyor. Kendisi PowerPoint dusmani oldugundan, web tabanli prezentasyon
sablonlarini kullanin diyor. ESPN'de skorlarin oldugu web sayfasini, NY
Times'in policy story'sini, Google Map'i ve Google News'i ekranda
gosterip sunumun icerigine siz hakim olun, Microsoft degil diyor. Bu seminerde kendisi konusurken soru ve yorum kabul etmiyor. "You talk to me in the office hours" diyor. Office hours da, aradaki mola, oglen yemegi ve seminer bitimi.<br />
<br />
Edward Tufte Columbia Uzay mekiginin dusmesine PowerPoint'in sebep olduğunu savunuyor, çünkü uçuş oncesı degerlendırmelerde PowerPoint ile sunulan raporlarinda risk faktorunun o bilgi kalabalıkları arasında kayboldugunu soyluyor Tufte. Kazaya sebep olan faktor mekiğin kanatlarından birinde var olan bir yalıtım köpüğünün kopmasından ötürü açılan bir delikmis ve ucus oncesınde bu ihtimal NASA yonetimi tarafından biliniyormus ama sunum icerigi yeterince iyi hazirlanmadigindan konuya dikkat cekilememis.<br />
<br />
Minard tarafından 1869'de hazırlanmış , Napolyon'un 1812 Moskova seferini <a href="http://www.edwardtufte.com/tufte/minard">grafik gorsellik</a> acisindan cok basarili bir muhendislik calismasi olarak anlagiyor bize.<br />
<br />
Bu alanda baska bir guru daha var: Stephen Few. Henuz onun bir etkinligine katilmadim ama surada <a href="http://www.excelcharts.com/blog/god-and-moses-the-differences-between-edward-tufte-and-stephen-few/">bir yazi</a> var ikisinin farklari hakkinda.<br />
<br />
Haftaya basarabilirsek Connecticut'daki evininin bahcesindeki, kendi yaptigi heykellerin sergisine gitmek istiyoruz. Cumartesi 1-6PM arasi. FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-40709116990886470822012-09-04T20:55:00.000-04:002012-09-04T21:00:34.575-04:00Yaz Gecer 2012<iframe allowfullscreen="allowfullscreen" frameborder="0" height="394" mozallowfullscreen="mozallowfullscreen" src="http://player.vimeo.com/video/46575675" webkitallowfullscreen="webkitallowfullscreen" width="700"></iframe> <a href="http://vimeo.com/46575675"></a><br />
<br />
<br />
Haziran bitti, oglanin okulu bitti.<br />
Temmuz bitti, bizim 8 yildir cocuklar icin gidip geldigimiz yuva bitti.<br />
Arkadaslarim geldi gitti.<br />
Sonra is yerimdeki projemin ilk ayagi bitti.<br />
Agustos'da tatil geldi, gecti, bitti.<br />
iPad'de movie yapmaktan yer bitti.<br />
Yaz bit-me-di, yazi bitti... <br />
<br />
<br />
PS: Bu movie clip cok isteyip de Muni ve Hkn'la gidemedigimiz Chelsea Market'i hatirlatsin diye konuldu.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-25898814131757604992012-07-09T21:30:00.000-04:002012-07-10T16:14:11.057-04:00Beyzbol<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="393" mozallowfullscreen="" src="http://player.vimeo.com/video/45364302" webkitallowfullscreen="" width="700"></iframe> </span></div>
<a href="http://vimeo.com/45364302">A Day In The Yankees Game</a> from <a href="http://vimeo.com/user6479573">troy wind</a> on <a href="http://vimeo.com/">Vimeo</a>.<br />
<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Amerika'da iyi anne baba olmanin en
onemli sarti -ozellikle oğlunuz varsa- onu bir <i>ball game</i>'e
goturmektir. Hava 100F, nem oranı %90'lara vurmuş, ustelik de hafta sonu değil
-tamam cuma aksamı- ama iyi ebeveyn olacağız ya, cocuklari beyzbol oyununa
goturmeye karar veriyoruz. Baba bana diyor "sen götür", ben ona diyorum "sen
götür". Birisi mi gitse, ikisini de goturelim mi derken, "eeee kız da herseyi anlar
vaziyette görevlerimizi yapalım cocuklar canlı canlı bir ball game izlesinler"
deyip, bu defa trenle mi gitsek, arabayla mi gitsek sorunsalına giriyoruz. Zaten
hiçbirimizin 3 saat orada olacağına ihtimalimiz yok. Evet evet beyzbol öyle, 3
saat filan sürüyor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Oyun NY Yankees ile Chicago White Socks
arasinda. NY'un iki beyzbol takımı var. Birisi Bronx'taki Yankees -ki biz de
Yankees stadyumu'nun yarım saatlik kuzeyinde oturunca Yankees'li oluyoruz tabii- digeri de Queens'teki Mets.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Boston Red Socks, Seattle Mariners, San
Diego Padres, St. Louis Cardinals, Washington Nationals, Arizona
Diamondbacks, Cleveland Indians hergün medyada ve bizim şirkette isimleri sik
sik gecen takımlar. Cunku buranin en populer sporlarindan. Amerikan futbolu ile beyzbol ilk siralari kapiyor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Havanin sıcak oldugunu soyledim di
mi, ama öyle böyle değil. Dışarı çıkınca sanki buharlasacak misiz gibi
hissediyoruz. Arabayla gitmek en makulu. Şirkette soruyorum nereye parkedilir,
yürüme mesafesi nedir diye, stadyumun karşısında park var, oraya parkedersiniz
diyorlar. Sıcak ya hava, su şişelerimizi alıyoruz yanimiza ama içeri metal sise
sokmak yasak. Plastik olabilir ama icinde su olmayacak. Çünkü Yankees'i zengin
etmek adına bir sise su 5$ içerde. Hani TR'de havaalanında, otellerde, beach
club'larda fırsatçılık yapıp serbest piyasa ekonomisi uygulaniverir ya hemen, burada fiyatlar makuldur genelde. Firsat koselerinde, insana küçük dilini
yutturmaz-di, Yankees food court'a kadar...</span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">İceri girinceye kadar oyun başlamış.
Oğlan tüm hücrelerine kadar hissediyor belli. Bir taraftan turistik bir gözle
etrafi inceleyerek sallana sallana, rezerve alanlarda biraz vakit geçire geçire
koltuklarımıza yollanıyoruz. Ta ustlerde kusbakisi bir yerdeyiz Oturduk,
izliyoruz.... Kuralları bilirsen cok zevkli bir oyun yazmış turk <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Beyzbol">Vikipedi'si</a>. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Eğer
beyzbol hakkında herseyi bilmek istiyorsanız, Michael Lewis'in Moneyball'unu
okuyun derim. Kitap cok istatistik dolu diyorsanız, o zaman filmini seyretmeniz
lazım. Kitabın adı: The art of winning unfair game: Adaletsiz oyunu kazanma
sanatı. Tam da öyle... Oyunun kurallarindan bahsediyordum. <a href="http://amerikabulteni.com/2011/09/29/beyzbol-nasil-oynanir-kurallari-nelerdir/">Su site</a> guzel yazmis, bakin derim. </span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Oyuna dair referans vermek
istediğimde mac diyesem geliyor, ama bu mac değil, <i><b>ball game</b></i>, oyun yani.
Tribunlerde, bizdeki frigoculara benzer dondurma satanlar geziyor. Ya da patlamis misir satanlar. Aşağıdaki yiyecek koridorlarında fast food'un haddi
hesabı yok. Vicik vicik yağlı sosisliler, burgerler, patates kızartmaları, su gibi
giden bira... Evet evet bu havada en güzeli bira onda hemfikirim Amerikalilarla. Herkes sakin sekilde oyunu izliyor. Eğer takımımız Home Run'i
tamamlamışsa kocaman alkış herkesten. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Helvetica","sans-serif";">Oglan eldivenini ve topunu getirdi.
Olur da Yankees oyuncularindan birisini görürse topunu imzalatacakmis ya da
eldivenini ama kulisle aramızda 20 katli apartman boyu kadar fark var nerdeyse. Ben
de <a href="http://www.whosdatedwho.com/tpx_2579/alex-rodriguez/">Alex</a> kardesimizi dunya gozuyle gorme telasindayim. Ne de olsa celebrity
dunyasi bayiliyor kendisine.
Birkaç round izleyip, iyi anne baba olduğumuza kanaat getirip, onlar da
yorgunluktan daha fazla itiraz edecek hale gelemediklerinden eve dogru
yollanıyoruz. Cikista park biletini ödemekle
uğraşmıyoruz, iyi ki girdikten hemen sonra odemisiz diyoruz (park sabit fiyat
$35). Aklımızda olsun, zira oyun çıkışı park yerinden çıkmak en iyisinden 1
saatmis.</span></div>
<span style="font-family: "Times New Roman","serif"; font-size: 12pt;"><br /></span>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-62556483812898386472012-06-28T20:13:00.000-04:002012-06-28T20:13:40.992-04:00Tent Rocks Video Clip<iframe src="http://player.vimeo.com/video/44748865" width="500" height="281" frameborder="0" webkitAllowFullScreen mozallowfullscreen allowFullScreen></iframe> <p><a href="http://vimeo.com/44748865">Tent Rocks, NM</a> from <a href="http://vimeo.com/user6479573">troy wind</a> on <a href="http://vimeo.com">Vimeo</a>.</p>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-85014228163641729812012-05-30T12:07:00.000-04:002012-05-30T14:04:47.902-04:00Lunch Beat: Ogle Ritmi<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="http://www.youtube.com/embed/vDE5WP8eGnI" width="560"></iframe> <br />
<br />
Hafta sonu Business Week'de okudum. Avrupa'da Stockholm'de baslayip diger sehirlere de yayilan, oglen tatilinde is ortamindan uzaklasip club moduna girip, 1 saat dans edip, hoplayip ziplayip kafani bosaltip mental baterilerini dolduracagin bir akim baslamis. Adina <a href="http://www.businessweek.com/articles/2012-05-10/behind-europes-workday-club-craze"><b><i>lunch beat</i></b></a> diyorlarmis. Kapida $13 veriyorsun, karsiliginda sandivicimsi bir yiyecek, su alip, 1 saat dans ediyorsun. Web sayfasini yeni gordum. <a href="http://www.lunchbeat.org/">http://www.lunchbeat.org/</a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLH4001fE0mHZn0-Ys2a4xJLy0uv4PA9cvi_4Kv36ZWuQcwVPbaEm0rq7kBsqDvxOpLBPCgJKJ5y9DJpl-sH3J19_h8cdlEivgFu6Y_K73mKQOu-lf6b7iG1Di_1zdgnHDFHc2/s1600/lunch_beat.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="267" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLH4001fE0mHZn0-Ys2a4xJLy0uv4PA9cvi_4Kv36ZWuQcwVPbaEm0rq7kBsqDvxOpLBPCgJKJ5y9DJpl-sH3J19_h8cdlEivgFu6Y_K73mKQOu-lf6b7iG1Di_1zdgnHDFHc2/s400/lunch_beat.JPG" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
The Lunch Beat Manifasto diye bir de kurallarini yayinlamislar.<br />
<br />
Kural 1: Bu senin ilk lunch beat'inse dans etmek zorundasin.<br />
Kural 2: Bu senin ikinci, ucuncu ya da dorduncu lunch beat'inse dans etmek zorundasin.<br />
Kural 3: Eger burada sikildiysan lutfen ogle yemegini baska yerde ye.<br />
Kural 4: Burada isten konusmak yok.<br />
Kural 5: Lunch Beat'te o anda ortada olan herhangi kisi senin dans partner'indir.<br />
Kural 6: Bu lunch beat'ler 60 dk'dan daha uzun olamaz ve ogle tatilinde olmalidir.<br />
Kural 7: Herkese take away yemek ve bir adet DJ set verilir<br />
Kural 8: Lunch Beat'de su her zaman ucretsiz olarak verilir.<br />
Kural 9: Lunch Beat'in uyusturucuz ortam olmasi tercih edilir<br />
Kural 10: Lunch Beat'ler kamuya ilan edildigi surece, kar amaci gutmeyen
organizasyonlar olarak duzenlendigi surece ve bu manifestodaki kurallar
uygulandigi surece, herhangi bir yerde, herhangi biri tarafindan
organize edilebilir.<br />
<br />
Not: Fotograf dergiden alinmistir.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-79770421723613976662012-05-25T12:30:00.000-04:002012-05-25T19:09:33.476-04:00TGIS<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHktYIoBgLGRFHFLgJXTjaI2jvSTsN6IhSMUAU2972KFya9-6V61o4h43t7haNMyM8yDXGUEgrHwiFQmcsz3rcqY6_d9tKBap0upMfS1Yhbeyrzucg58SzCMxQ14UYfmCFFeFr/s1600/IMG_2018.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHktYIoBgLGRFHFLgJXTjaI2jvSTsN6IhSMUAU2972KFya9-6V61o4h43t7haNMyM8yDXGUEgrHwiFQmcsz3rcqY6_d9tKBap0upMfS1Yhbeyrzucg58SzCMxQ14UYfmCFFeFr/s400/IMG_2018.JPG" width="400" /></a></div>
<br />
Son haftalarda cumalari hep yogunum iste. Oysa benim en sakin gunumdu birkac hafta oncesine kadar. O yuzden ancak cumartesi gelince "Thanks God It's Saturday" diyebiliyorum.<br />
<br />
Her Mayisin son haftasi karnimda kelebekler ucusuyor sanki. Bu hafta sonu Memorial Day'le birlikte artik yaz geldi demek. Bir taraftan "Eyvah yaz geldi" diyorum, cunku hafta ici de dahil olmak uzere cocuklar havuza gitmek istiyorlar. Havuz bitiyor disarda oynamak istiyorlar. Gunesi batirip eve giriyoruz, bu defa eve doymak istiyorlar. Tum sitenin cocuklari disarda artik. Ben de sanki kis uykusundan uyanmiscasina cocuklara bakinca; hepsi ne kadar da boy atmis, gelismis, delikanli, genc kiz olmus ergenlerimiz diyorum icimden. Havuzda life guard'lik yapan bir Greg'imiz var mesela, bu yil universiteden mezun oldu. Buraya tasindigimizda benim oglanla ayni yastaydi nerdeyse. Bu degisimi gormek, yeni bir yaza uyanmak o kadar tatli ki...<br />
<br />
Her yaz boyle olsun, telasli, kosturmacali, cocuk sesleriyle dolu, yorgun, sicak -az nemli-, bol gezmeli ...FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-61877248147498407922012-05-18T14:57:00.002-04:002012-05-25T17:09:43.028-04:00Albuquerque, Santa Fe, Tent Rocks, NM Gunlugu<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<iframe frameborder="0" height="360" src="http://www.dailymotion.com/embed/video/xnbcy_norah-jones-come-away-with-me_music" width="480"></iframe></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<a href="http://www.dailymotion.com/video/xnbcy_norah-jones-come-away-with-me_music" target="_blank">NORAH JONES(come away with me)</a> <i>by <a href="http://www.dailymotion.com/bobbu" target="_blank">bobbu</a></i></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
Hani Norah Jones'in Come Away With Me clibi var ya, oyle bir yolda gidiyoruz. Etraf maki, çöl ...Ara ara daglar, yüzyıllardir yerlilere ait kirik dokuk yerlesim bolgeleri.... New Mexico'da Santa Fe'ye giden bir otobandayim ama dedim ya, sanki Norah Jones'in klibinin icindeyim. En canlısından, en aynısından, en çölünden... Insanın icine derin bir yalnızlık ama garip bir huzur da veren cinsten, bir baska ulke burasi. Yol ile ufuk cizgisinin kesisimde hiçbir insan, hicbir yerleşim görmediğin türden bir yerler burası... Medeniyetten uzak, ha desen, istesen, eski John Wayne filmlerinin icine giriverecekmissin gibi burası... Burada yaşayanların bir sürüsü John Wayne, Client Eastwood zaten. Evlerinde silahlar, arka bahçelerinde atlar ve garajlarında baltalar var. Saka degil, gercekten boyle. Sabah ise gelip data warehouse'a data topluyor, aksam eve girerken garajının önüne yatmış yılanı cifteyle vuruyor. Hafta sonu at biniyor, arabasını kendi yapiyor, bozulunca kendi tamir ediyor.</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
Dedikleri kadar varmis, hatta az
bile anlamisim ben Santa Fe'yi. Santa Fe' New Mexico'nun incisi. Bu nasıl bir şehirdir böyle
ki, her tarafından sanat, el yapımı seramik, mücevher , galeri, müze taşsın.<br />
<br />
Coyote restaurattayiz. Minik mezeler alıp demlemiyoruz. Yolculuk arkadasım, is
yerinden ürün müdürü. Dedikodu yapıyoruz, projeleri konuşuyoruz, hayattan
oradan burdan birkaç margarita eşliğinde gün bitiyoruz. </div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXfgngbZ8bxCwV4vRSmKppqosT__E5uBCjsrkwsqqU7YN9Bm6-aseguOONrAP98PbtEcVgZ7ZQ6Um4uAJ5bRt-SPWasP2Opbm9rdtoyxZ_8U8Myl8voaFoj4bRUA0wCugMsaiE/s1600/NM_TentRocks_May2012+%252823%2529.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXfgngbZ8bxCwV4vRSmKppqosT__E5uBCjsrkwsqqU7YN9Bm6-aseguOONrAP98PbtEcVgZ7ZQ6Um4uAJ5bRt-SPWasP2Opbm9rdtoyxZ_8U8Myl8voaFoj4bRUA0wCugMsaiE/s640/NM_TentRocks_May2012+%252823%2529.JPG" width="475" /></a></div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
</div>
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<div style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
Sabah erken kalkıp sehri
dolaşıyorum. Sabah 8 suları ve bir takı dükkanı kepenklerini coktan kaldırmış.
Yerli adam üstüne güneş doğurur mu... Sahibi yerli. Tüm parmakları kolları
boynu takı icinde. Kollarında boynunda dövmeler var. Hepsi de bir sekilde
uyumlu. Kibar ve nazik bir sekilde bana mucevher parcalarini anlatiyor. Nereli
oldugumu soruyor. Turk'um diyorum, karsidaki hali dukkaninin sahibi de Turk diyor. Bir ara o da NY'da yasamis. Benim yasadigim bolgeye asina. Hatta bizim oradaki Hilton acildigi
sene NM'ya yerlesmis. Müstesna taki parçalarına bakıyorum ve içimden tum dukkani almak
istiyorum. Hersey o kadar nefis ki... Hatta Suzi Orman'i arayip - hani "Can I
afford?" programıni var ya-, bana akıl verse diye içimden çılgın seyler geçiyor. Cunku
akil kacirilmayacak gibi degil. Tamam diyorum 4 parça yeter. Dükkan sahibi
arkadasim bana harita ustunde sehri anlatıyor. Günüm kısa, en verimli nasıl
yaparimin ipuçlarını veriyor. Sarılıp ayrılıyorum, biraz daha dolaşıp heyecanla
otele donüyorum. İstikamet 1 saat uzakliktaki National Park Tent Rocks. </div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; font-family: Times,"Times New Roman",serif; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-eGMhgUCOEZEh5eO_p9WTzeZWUDzVzP3akMQ3GcLf67wRJz05D_KMv1a6HZRUrShzsblGeXM30Emipwm8Y7ifmQFQApY33WBlU8uCVEvYJ4_nZgZSXQL3-Z5QnMeBRwgtSnN4/s1600/NM_TentRocks_May2012+%2836%29.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-eGMhgUCOEZEh5eO_p9WTzeZWUDzVzP3akMQ3GcLf67wRJz05D_KMv1a6HZRUrShzsblGeXM30Emipwm8Y7ifmQFQApY33WBlU8uCVEvYJ4_nZgZSXQL3-Z5QnMeBRwgtSnN4/s640/NM_TentRocks_May2012+%2836%29.JPG" width="472" /></a></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
Bir doga bu kadar mi guzel ve
büyüleyici olur. 1 saatlik tırmanışla 6-7 milyon yasindaki volkanik oluşumla
meydana gelmiş kanyondayim: Tent Rocks yani cadir kayalar. Güneş öğle sicagini
bastırmadan indik aşağıya. Deniz seviyesinden yükseklik 6500 feet yani yaklasik 2000 metre. Zaten Santa Fe'ye gelirken daglar arası arabayla tirmandigimizdan kulaklar ucaktaki gibi tıkalı. O
yüzden dikkat, sert içkiler iki kat etkili bu sehirde :)<br />
</div>
<div class="MsoNormal" style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPs3p0rKcrq5_dfKlWq5Nq8aZNmWkOpnPsWcV3bi0Pj4y9pofcccoMvABWQVzVx-yr1nin_XKAlwQgqZZ4R6tQqDgs0RxZFHqk8Fl64XSzFwBVY3dzsFODS1ivtW4JxeLqkdpk/s1600/NM_TentRocks_May2012+%252828%2529.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPs3p0rKcrq5_dfKlWq5Nq8aZNmWkOpnPsWcV3bi0Pj4y9pofcccoMvABWQVzVx-yr1nin_XKAlwQgqZZ4R6tQqDgs0RxZFHqk8Fl64XSzFwBVY3dzsFODS1ivtW4JxeLqkdpk/s640/NM_TentRocks_May2012+%252828%2529.JPG" width="475" /></a></div>
<br />
Sonra sehre donuyoruz. Sehir minik, kompakt... Müzeleri,
Plaza meydanı, <a href="http://www.okeeffemuseum.org/">Georgia O'keeffe</a> müzesi, Canyon Road'daki sanat galerileri, acik
pazardaki sanatçıların sergileri ( yağlı boya, fotograf, heykel) , Governor of Palace
önündeki yerli Amerikalılar'ın el yapımı takıları, hediyelik eşyaları, zevkli
dükkanları, kiliselerden yukselen can sesleri, nefis kendine ozel restaurant
'lari ile tum ogleden sonrayi dolasarak geciriyorum. Aksam vakti vedalaşma saati geliyor Santa Fe'ye. Bilindik eyalet başşehirlerinin aksine
müthiş sarıyor bu sehir beni. Donmeden once heyecanla Burak'a anlatıyorum
telefonda gorduklerimi, sehri, hiking'i. "Cocuklar da yaparlar Tent Rocks hiking'ini" diyorum. Nice aile cocuklarini sirtina almis, bebekleriyle gelmisti zaten. "Sen de istediğin
kadar fajita yeyip, en acısından istersen yesil, istersen kırmızı biber sosu
koyarsın" diyorum.<br />
<br />
Bu arada asil seyahat Albuquerque'deki bir konferansaydi. 4 gün oradaydim ama Santa Fe'ye kıyasla
anlatacak birsey yok. </div>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-66421225208511651992011-12-13T09:19:00.003-05:002012-05-25T16:30:24.400-04:00Benim Almanya'm<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNGd8seoikfHiVCax2oobVdOWtXfO0l6qnhzxtjq5Y2OkunjJm04JIXkg_FSyKGKNbte2f6eKdyUBB3FGAiBkthmDzxBt5gu4tkL0x3I0TAJ5McNSqUTU9S0ucFyWcDHrJsRyi/s1600/germany_2011" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" height="640" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5685619577443975954" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNGd8seoikfHiVCax2oobVdOWtXfO0l6qnhzxtjq5Y2OkunjJm04JIXkg_FSyKGKNbte2f6eKdyUBB3FGAiBkthmDzxBt5gu4tkL0x3I0TAJ5McNSqUTU9S0ucFyWcDHrJsRyi/s640/germany_2011" style="display: block; height: 400px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 400px;" width="640" /></a></div>
<ol>
<li>Tabii ki her daim cukulata</li>
<li>Likorlu cukulatayi ayri maddeye koymak lazim</li>
<li>Sokaklara tasan mis kahve kokusu</li>
<li>Sinitzel olmazsa olmaz, hatta Cordon Blue olsun ( tamam Isvicre orijinli bu yemek ama Almanya'da da yemeden olmaz)</li>
<li>Cocuklara C&A'den alisveris</li>
<li>Tegut'u bavullara koy gotur</li>
<li>Noel zamani sicak sarap</li>
<li>Ve de old town'da kurulan Xmas pazarinda sosisin her cesiti, yaninda da pommes frites</li>
<li>Satolar ulkesi</li>
<li>Kutuphane gibi sessiz trenleri</li>
<li>Hizli trenleri</li>
<li>Insana kendini coook genc hissettiren nufusu :)</li>
<li>Ulkede calisanlara verilen nerdeyse calisma gunlerinden daha fazla olan tatilleri (tamam abarttim biraz...)</li>
<li>Peffer Steak yemeden olmaz</li>
<li>Mercedes ve BMW cenneti</li>
<li>Ne olursa olsun kirmizi isikta durup yesil isik yanincaya kadar beklemek</li>
<li>Kaymak gibi yollari</li>
<li>Otobanlarindaki sinirsiz hizi</li>
<li>Egitim, saglik ve istihdam guvencesinde parmakla gosterilecek sosyal ulke</li>
<li>Av hayvanlarinin alasini yiyebileceginiz restaurantlar</li>
<li>Deichman'dan cocuklara ev ayakkabisi</li>
<li><span class="st">Brötchen </span>ekmekleri ve de Berliner'i. Ya da tum firin urunleri mi desem...</li>
<li>Bayildigim Almanca dili</li>
<li>Birayi nasil unuturum</li>
<li>Arkadasima Radler olsun</li>
</ol>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-51360927466809982042011-11-07T21:32:00.000-05:002012-05-25T16:32:14.088-04:00NYC Maratonu<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0myCvaXIkR_Sy32Elu2GNXqymZPpL1S1qDPcsz7G-oXNvlrx6RhpyC60qusXHTlfY8TZW9mI4Th_CTtM_PIgqvtyHRBd3GeG6juXlNcUoUNSc1a5It6v_-yhqhpWTrIpiRp47/s1600/nyc+mar.JPG"><img alt="" border="0" height="270" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5672370845581340914" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0myCvaXIkR_Sy32Elu2GNXqymZPpL1S1qDPcsz7G-oXNvlrx6RhpyC60qusXHTlfY8TZW9mI4Th_CTtM_PIgqvtyHRBd3GeG6juXlNcUoUNSc1a5It6v_-yhqhpWTrIpiRp47/s400/nyc+mar.JPG" style="display: block; height: 270px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 400px;" width="400" /></a>Dun NY maratonu vardi sehirde. Gitmeyi, izlemeyi isterken baska onemli islerden sira gelemedi.Maraton bu, tam 26 millik parkur, Turkcesi 42.2km. Birinci olan atlet -malum gene- Kenya'dan, 2:05:05 ile son 10 yillik rekoru kirmis. NYT'a bakarken <a href="http://www.nytimes.com/2011/11/07/sports/lauren-fleshman-ran-marathon-to-prepare-for-olympic-5000-meters.html?_r=1&hp">Lauren Fleshman'in hikayesini</a> gordum. Bu yil gitmeyi istememin bir baska sebebi de is arkadasim L. ile maraton sonrasi bulusmakti.<br />
<br />
L. son 6 aydir bu kosuya hazirlaniyor. Lokal kosulari katiliyor zaten, bu yil citayi yukseltip bir de maraton kosayim dedi. Ama maratona katilmak baska bir disiplin gerektiriyor onu anladim L'in her gunku hazirlik hikayelerini dinlerken. Bir defa hergun antreman yapacaksin, yedigine ictigine dikkat edeceksin. Sporcu disiplini yani. Bizim arkadas yasadigi yerde maratona katilacaklarla bir grup olusturdu. Sabah ise erken gelip erken gidici. Saat 5'den 7 hatta 8'e kadar bir trainer yardimiyla nefes acici egzersiz yapiyorlar, kosuyorlar, bisiklete biniyorlar ve 6 aydir bu kosuya siki bir tempoyla hazirlaniyorlar.<br />
<br />
Disiplin dedim di mi? L, is geregi sik sik seyahat eden birisi. Birkac ay once Knoxville, TN'e gittik beraber. Sabah 7:30'da otelden cikip musteriye gidecektik. Ben sabah mahmurlugunu ve prezentasyon gerginligini ustumden atmaya calisirken, bizim L. iki dirhem bir cekirdek. Gruptan baska bir is arkadasi anlatiyor, sabah yurume bandina inmis (tami tamina sabahin 4:50'sinde asagiya indim diyor. Allah'im 5 bile degil. Kalk, giyin, iki yudum agzina bir sey at, en gec 4:30'da ayakta olmali diye dusunuyorum.) Indim asagiya diyor, iki kosu bandi da kapilmis. Birinde L, saatte 4 mille kaptirmis kendini kosuyor. L. anlatiyor sonra gulerek, sabah 4'de kalkip asagiya indim diye. Is gezisine gittigimde ben bunu hep yapiyorum diyor.<br />
<br />
Maratona katilanlari takip edebilecegin bir app var :) Kosanlarin ustunde tasidiklari tracer ile kim nerede kac dakikadir kosuyor takip edebiliyorsun. Bizim arkadas 4:05:28 ile kosuyu tamamladi. Kac kisi mi katiliyor kosuya? Cok kisi... 40bine yakin insan belki daha fazla. Ilgi ve katilimci cok olunca lotarya ile seciliyorlar ya da hayir dernekleri araciligila bir yer garantilenebiliyor.<br />
<br />
Bugun L. gene is gezisine gidiyor gene, maraton dedikoudusu yapamadik.<br />
<br />
NYC maratonu official sayfasi <a href="http://www.nycmarathon.org/">burada</a>.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-38217607666420277172011-11-01T22:44:00.001-04:002012-05-25T16:33:40.134-04:0011.1.11<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn162IZi1yA5_UkbZ0rHqlFucNdOoQOXPG3QyFNBWYB6NDkFBj0p0jJJ8rZ0LqvkP8tLyV_klF7dekSrLVKflf3sY68DRFipKgXG9ZF6dSLlN4bLyhT53tVojmODNGy9zQdait/s1600/photo.JPG"><img alt="" border="0" height="640" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5670212858899742546" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhn162IZi1yA5_UkbZ0rHqlFucNdOoQOXPG3QyFNBWYB6NDkFBj0p0jJJ8rZ0LqvkP8tLyV_klF7dekSrLVKflf3sY68DRFipKgXG9ZF6dSLlN4bLyhT53tVojmODNGy9zQdait/s640/photo.JPG" style="display: block; height: 400px; margin: 0px auto 10px; text-align: center; width: 400px;" width="640" /></a><br />
Ne guzel bir tarih. 1 kasim 2011... Severim Kasim'i. Ekim gibi manik depressif bir ay degil bu ay. Sonbaharin tadina variyor insan doya doya. Bu ay kar yagsa da sasirtmiyor Ekim gibi... Ardarda gelen dogum gunleri, ay sonundaki sukran gunu derken bir festival havasinda gecmiyor desem benim icin, yalan olur.<br />
<br />
Bu aksam oglanla muzik dersine calistik biraz. Ama onun oncesinde kardesiyle birlikte babasinin yattigi tarafa buz koymus keratalar. Yatak da yorgan da ipislak tabii :) Bu yaptiginiza ne denir biliyor musun diye, cevabini almayacagimi sanarak sordum. Butun muzipligiyle gulup cevabi yapistirdi hemen. Insan geriye bakinca rutinde yasananlari degil, muzirliklari, haylazliklari daha cok hatirliyor.<br />
<br />
Henuz daha o noktada olmasam da, zaman zaman "zamanin yavas, yillarin cabuk gectigini" hissedip telaslanmiyor degilim. Nerden cikti simdi bu, boyle baslamamistim ki!?!?!FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-84524585972970668162011-10-07T11:14:00.002-04:002011-10-07T12:05:31.836-04:00Kitap: Steve Jobs<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJJLF4d0Tul9fvZVq9hmnh3rxYs02yoCS6BD0grss1AX7vVefMwrNs-To_eOshP87OO65Yuz7ptmZCJEk1BRoy2oZ8syDv7L72BV3y-qjDrIq7W9R4r9W41am9u3d2dZUbNZXY/s1600/SJ+Book+Reminder.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJJLF4d0Tul9fvZVq9hmnh3rxYs02yoCS6BD0grss1AX7vVefMwrNs-To_eOshP87OO65Yuz7ptmZCJEk1BRoy2oZ8syDv7L72BV3y-qjDrIq7W9R4r9W41am9u3d2dZUbNZXY/s400/SJ+Book+Reminder.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5660769021566268882" border="0" /></a><br />24 Ekim'de cikacak <a href="http://www.amazon.com/Steve-Jobs-Walter-Isaacson/dp/1451648537/ref=sr_1_1?ie=UTF8&qid=1318000101&sr=8-1">Steve Jobs</a> kitabi icin hatirlatma... Hakkinda kendisinin katkida bulundugu tek <span style="font-style: italic;">authorized </span>kitap.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-6367503750387548652011-10-06T11:48:00.002-04:002011-10-06T11:48:56.715-04:00RIP Steve Jobs<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHmohbaM7zn7RerifMc55ztGHHYp4gih9IfmQdoCALIkDYBFQnOxBBmm5NWd1RvRZMa1XkkIzcpuGSW-QVsdSL5q8CQ8CUJht-4eyYgLzpIPpG22-ys0fAi4RhB-Xn8Sa2xVmI/s1600/SJ.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 275px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHmohbaM7zn7RerifMc55ztGHHYp4gih9IfmQdoCALIkDYBFQnOxBBmm5NWd1RvRZMa1XkkIzcpuGSW-QVsdSL5q8CQ8CUJht-4eyYgLzpIPpG22-ys0fAi4RhB-Xn8Sa2xVmI/s400/SJ.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5660406621469983170" border="0" /></a>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-32670194139004759112011-09-22T12:20:00.003-04:002011-09-22T12:28:58.040-04:00Okul Yili: 2011-2012<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwl9kH_8O08qr0GDZGK2YIsca8L9KpHSvMgrrUuf0AOMFNYHmb7sUhGaNlZfb7O1accm6nsMLowU1QXOF0NYc2yJUd0phGnRzNO10P94_qzyFgCok1sIaD2iKEumDRzKUBON21/s1600/calendar_11_12_3.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwl9kH_8O08qr0GDZGK2YIsca8L9KpHSvMgrrUuf0AOMFNYHmb7sUhGaNlZfb7O1accm6nsMLowU1QXOF0NYc2yJUd0phGnRzNO10P94_qzyFgCok1sIaD2iKEumDRzKUBON21/s400/calendar_11_12_3.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5655205496291733218" border="0" /></a>Bugun oturdum bir tablo yaptim. Durum su. Her okul yili oncesinde oglanin okulu eve, okul yilinin takvimini gonderiyor. Aslinda koca bir paket gonderiyorlar. Her sinif icin uygulanacak mufredat, eyalet uygulamalari/beklentileri, yeni ogrenciler icin saglik kayitlari, asi belgeleri, okul otobusunun izledigi guzergah falan. Takvim de onun icinden cikiyor. Okula ait tum ozel gunler, aktiviteler, tatil gunleri, ulusal bayramlar hepsi gun be gun isaretli, bir de buzdolabina yapistirilan magnet takvim var. Tablo asagida gorulebilecek uzere gayet de cocuklarin lehine. Ya da lehine mi tartisilir... Hele ki Aralik, Subat ve Nisan kebap, Haziran zaten yaz tatiline giriyorlar diye gevsek bir ay. Ee geriye de uc-bes ay kaldi, siksinlar dislerini :)<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglIwra8ZX1zsvQIiAOp8duaJCUN74n1IaHi-4ZZAxEA3k6ZcPbZG8ax2bgcP_Djmdnzjw51QPsIp9eQHOPZpTcLZFtXuWjDk7aIZHaXmgXhGqnar6xJiKEIURx6OsNVa40OTsr/s1600/school_number_days_stat.JPG"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 216px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglIwra8ZX1zsvQIiAOp8duaJCUN74n1IaHi-4ZZAxEA3k6ZcPbZG8ax2bgcP_Djmdnzjw51QPsIp9eQHOPZpTcLZFtXuWjDk7aIZHaXmgXhGqnar6xJiKEIURx6OsNVa40OTsr/s400/school_number_days_stat.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5655205340298821410" border="0" /></a>Malcolm Galdwell'in <a href="http://www.gladwell.com/outliers/index.html">Outliers</a> kitabi cikarken yazmistim. Harika bir kitap, egitimle ilgili goz acici bolumleri var tabii, fokus Amerika olmak uzere cesitli istatistikler ve diger ulkelere iliskin bilgiler veriyor.<br /><br />Kisaca bilgilendirmek acisindan yazayim. Amerika'da 180 gun olan ortalama <a href="http://books.google.com/books?id=3NSImqqnxnkC&pg=PT150&lpg=PT150&dq=outliers+japan+school&source=bl&ots=246h9-TNHx&sig=T2Li1Ydv7FxO-AReTtCCO9R7rd0&hl=en&ei=C0B7TqvIAcPE0AHipMi1Ag&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=1&ved=0CCcQ6AEwAA#v=onepage&q&f=false">ders yili</a>, Guney Kore'de 220 gun, Japonya'da 243 gunmus !! Yani burada cocuklarin yilin yarisinda okula gidip, yarisinda tatil oldugu dusunulurse, Uzakdogu'da yilin ucte ikisinde cocuklar okula gidiyorlar.<br /><br />Bu sali aksami okulda veliler ve okul yoneticileri arasinda "<span style="font-style: italic;">back to the school night</span>" adi altinda tanisma toplantisi vardi. Once okul yonetici takimiyla, sonra da her sinifin ogretmeniyle birebir tanisma/bilgilendirme toplantisi yapildi. Bu seneki ogretmenimiz biraz disiplinli, ciddi, cocuklardan beklentileri yuksek. Donem basina neler ogretilecek, Nisan'daki eyalet sinavlari, ev odevleri, kitap okuma, projeler ve extra aktiviteler konusunda konustu, sorularimizi cevapladi.<br /><br />Yeni sinif, yeni bilgiler, yeni heyecanlar derken biz de yeniden ogrenciligi hissediyoruz...FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-27091484970697527102011-08-23T21:52:00.008-04:002011-08-23T22:32:11.492-04:00Bugunlerde ...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiitFGgeW8EYbpNIhvw2jBdIvJO8jWZ_S66KepVVtPOjDn1fnodzKn4aQt9wx9vojXwPbkyBw5XdVYvq0toVkIeod95I0XXS5BuZ3qjvGxSqESl3D3tY013PhtjaA4EGe8gucYT/s1600/IMG_0461.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiitFGgeW8EYbpNIhvw2jBdIvJO8jWZ_S66KepVVtPOjDn1fnodzKn4aQt9wx9vojXwPbkyBw5XdVYvq0toVkIeod95I0XXS5BuZ3qjvGxSqESl3D3tY013PhtjaA4EGe8gucYT/s320/IMG_0461.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5644235507037892034" border="0" /></a>Sabah erkenden yola cikiyorum. Kuzeyde, Beacon'da takimla bulusup Harrisburgh, PA'ye gidecegiz. Vaktinde binadayiz. Musteriyi de alip yemege gidiyoruz. Yemekte genis kurdele seklindeki makarna uzerine, sarap sosunda pisilmis ordek yiyorum. Son zamanlarin en lezzetli yemegi... Hava da o kadar guzel ki... Sabahin serinligi oglenin sicagiyla birlesince yazin tadina varilmiyor.
<br />
<br />Binaya donuyoruz, 14. kattayiz. Ilk seans egitim, sonra da uzerinde 2 haftadir calistigim toplanti var. Egitim bitti bitecek saat 2'ye geliyor. Once masa sallaniyor, sonra zemin, patronla gozgoze geliyoruz, John egitime devam ediyor. Herkes cok sakin...Yok canim diyorum icimden olamaz. En son depremi hissettigimde universite yazinda Istanbul'daydim. Yil kac, hatirlamiyorum bile. Ne kotu bir duyguymus yillar sonra bunu yasamak....
<br />
<br />Herhalde bir 15 sn daha geciyor, sallaniyoruz hala. Sonra kapiyi acip bakiyoruz durum ne diye. Benim patron bomba sarsintisi herhalde diyor. Baskentteyiz ya, Capitol'un dibindeyiz, PA'in Egitim Departmani binasi burasi. Guvenlikten sorumlu kadin, binayi bosaltiyoruz diyor. Aaaa benim sunum nolacak, yok canim saka, tekrar geliriz herhalde diyorum icimden. Prezentasyon dokumanlarini, laptop cantami alip merdivenlerden inmeye basliyoruz. Allah'im o merdivenler in in bitmiyor. 6 kat indik saniyorum ama hala 10. kattayiz. Panik yok kimsede, heyecan da yok ama benim bacaklarim neden titriyor peki?
<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRSDGByj7oklJkYmabSlR2ex5sRiiwtzlolixKeZiecwe6RRLuawlbKxVs5WfDq-2OngXpebomzECNmXWisxTUfs5pg49y7gKUcK0r5KsHfFp5m5fd_1mK3Fnw3YIwMqazo0v0/s1600/IMG_0463.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 239px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRSDGByj7oklJkYmabSlR2ex5sRiiwtzlolixKeZiecwe6RRLuawlbKxVs5WfDq-2OngXpebomzECNmXWisxTUfs5pg49y7gKUcK0r5KsHfFp5m5fd_1mK3Fnw3YIwMqazo0v0/s320/IMG_0463.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5644238567910571026" border="0" /></a>
<br />Hava nefis guzel. Herkes telefona sarilmis durumda. Ben de... Haberlere bakiyorum bir ses yok. Sirenler duyuluyor etraftan. Aklim toplantida. 10 dk. gecmiyor, toplanti mutabiklarimizi buluyoruz. Hadi siz gidin evinize bunu nasilsa hallederiz sonra diyor musteri. 4 seyahatzede yoldayiz gene.
<br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_DtGagRbsoSeA9pfgSDwJOzjSVeeYOuIf7eqZ_haQ0sQad5BZ1Q7rNkA0UpGdXvLxYsla71dHWYj-OPS6X4wMJFeEqoWMUsXiTZnKldkzUKPmlMRM21HhAWUUEaD67FSsLrDg/s1600/IMG_0462.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_DtGagRbsoSeA9pfgSDwJOzjSVeeYOuIf7eqZ_haQ0sQad5BZ1Q7rNkA0UpGdXvLxYsla71dHWYj-OPS6X4wMJFeEqoWMUsXiTZnKldkzUKPmlMRM21HhAWUUEaD67FSsLrDg/s320/IMG_0462.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5644241615497259218" border="0" /></a>Bugunlerde hicbir isim yolunda gitmiyor desem. Hele seyahatler cift dikis hep. Haziran basinda Santa Fe,NM'ya gidecektim, Arizona'daki yangindan El Paso'ya tikilip geri dondum. Proje planlari hazirliyorum saatlerimi verip, son anda projeler iptal. DC'ye konferansa gidiyorum onemli bir aletimi kaybediyorum. Patron seni bir daha is gezisine gondermeyecegiz diyor. Yangin, deprem, sirada ?!?!
<br />
<br />John Lennon'un dedigi gibi "Hayat sen planlar yaparken basina gelendir".
<br />FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-87085808797981092332011-08-17T07:03:00.003-04:002011-08-17T10:02:43.709-04:00Time For IT Shops To Get Moving On Enterprise Mobility<h1><span style="font-size:55%;">Bu hafta Forbes'de Burak'in <a href="http://www.forbes.com/sites/ciocentral/2011/08/12/time-for-it-shops-to-get-moving-on-enterprise-mobility/">makalesi</a> cikti.</span>
<br /></h1> <div id="attachment_2408" class="wp-caption alignright" style="width: 143px"><a href="http://blogs-images.forbes.com/ciocentral/files/2011/08/burak-bilir.jpg"><img class="size-full wp-image-2408" title="burak bilir" src="http://blogs-images.forbes.com/ciocentral/files/2011/08/burak-bilir.jpg" alt="" height="118" width="133" /></a><span style="font-weight: bold;"> Written By Burak Bilir</span> </div> <p>We’ve come a long way since the first consumer mobile <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/History_of_mobile_phones">device</a> hit the U.S. market in 1981. What started as a 150-person mobile test network in Baltimore has grown to a 5.3 billion-subscriber worldwide market. Mobile networks now covering 90% of the world’s population.</p> <p>The transformative power of mobility can be felt all over the globe, from the streets to the boardroom. The combination of untethered broadband connectivity, global reach, availability of Web-based resources and the emergence of personal, powerful and affordable devices has shaped the mobile device into <em>the</em> information-sharing platform – a historic impact on par with the invention of the printing press and TV and radio.</p> <aside class="vestpocket" position="5" style=""> <div class="box video"> <a href="http://video.forbes.com/fvn/tech/smartphone-vs-elephant-and-otter" class="thumb video"> <span class="icon"></span></a>Yet, as people around the world continue to drive the adoption of mobile devices, businesses still struggle to understand the full impact on their workforce and their bottom line. In fact, a June 2011 Unisys <a href="http://unisys.com/unisys/ri/topic/researchtopicdetail.jsp?id=700004">study</a> conducted by IDC found that while mobile adoption is accelerating in the workplace, IT organizations are failing to prepare their organizations. For example, only 6% of IT decision-makers surveyed said that they had modernized their customer-facing applications to work with mobile devices - and 89% said they had no plans to do so over the next year.</div></aside> <p>What’s holding organizations back from exploiting the potential benefits of the mobility trend? Our research shows that IT executives are facing formidable challenges around how to effectively secure and manage the tidal wave of mobile devices and applications being used in the enterprise – and they are reacting defensively by attempting to continue age-old IT governance, management and purchasing models that don’t work any more.</p> <p>This resistance to change is understandable. But are we protecting corporate information assets at the expense of missed business opportunities?</p> <p>To answer that question, we must first take a step back and consider why mobile devices have grown so pervasive over the past 30 years. Several factors have contributed to the unique value premise and resultant success of mobile devices, including:</p> <ul><li>The ultra-portable characteristics of mobile technology, combined with and enabled by the Internet, that allows instant, anywhere/anytime access to information.</li><li>Strong personal association with users. Unlike personal computers, which in many cases are actually shared with other people, mobile devices carry a strong personal identity to their owners, manifested in the form of preferences, contacts, schedules and even location information.</li><li>Tight integration with powerful computing and communication capabilities from voice to instant messaging.</li><li>A broad array of add-on features and built-in sensors from GPS to cameras.</li><li>Ground-breaking innovations in user experience in the form of touch screens and gesture-based interfaces.</li></ul> <p>The combination of these capabilities makes mobile platforms a potentially huge disruptive force for innovation in nearly every industry. As with any disruptive trend of this magnitude, a window of opportunity exists for organizations to position themselves for the era ahead and capitalize on mobile technology for competitive advantage.</p><p>To date, however, we’ve seen mainly surface-level attempts from organizations to modernize their applications to take advantage of mobile channels. These initial forays have primarily been around offering employees mobile access to standard communications functions such as email, calendar and directory access and offering customers Web access to non-mission-critical functions.</p> <p>The true business value of mobility will be unlocked only when organizations make mobile devices a first-class citizen in the enterprise workflow. This means looking beyond mobile versions of their Web sites, deep into their business processes and business models and re-engineer them to fit into the anytime, anywhere business paradigm. In most cases the core business value chain will need to be opened up by mobile-enabling legacy enterprise applications, transactions, and databases to make core functions available on which to build a set of new mobile-friendly business functions.</p> <p>Mobile devices offer the potential to invent and deliver differentiated services that cannot be delivered through other channels. Features such as location-based services, near field communications, augmented reality and an array of motion sensors deliver a platform ideal for business process innovation.</p> <p>So where should you start in creating your enterprise mobility plan that addresses security, management and other challenges?</p> <ul><li><strong>Define your objectives</strong>. From both a cost and employee welfare perspective.</li><li><strong>Assess your transactional mobility capabilities.</strong> Deploying mobile functions does not mean force-fitting new processes to existing business applications or directly lifting PC based web capabilities to a mobile platform. Mobile devices are not just small PCs. They have unique form factors, use cases and capabilities, which, in turn, provide unique end user experiences. For this reason, any mobile initiative must start with a comprehensive analysis of your current applications and customer-facing interaction points to determine where you are now and where and how best to leverage mobility in the daily workflow of your end users.</li><li><strong>Develop an integrated mobility roadmap to get where you need to go.</strong> Such a roadmap should include governance, operational and legal policies, enterprise security, end-user mobile device management and enterprise applications and processes.</li><li><strong>Consider existing as well as new delivery channels.</strong> It’s important that services provided on mobile devices are consistent, compatible and complementary to the services employees and customers experience on other delivery channels.</li></ul> <p>With usage of mobile devices and applications growing exponentially in the workplace, now is the time for organizations to put in place a well thought-out and comprehensive mobility strategy. Mobility is changing the face of business. Ignore it at your peril; embrace it at your advantage.</p>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-33270915272029746302011-03-18T16:37:00.003-04:002011-03-18T16:45:22.459-04:00Khan AcademyBir site var ki ozellikle lise seviyesindeki ogrencilere cok basarili bilgiler veriyor, video'larla, test'lerle ve ogrencinin durumunu gosteren istatistiklerle: <a href="http://www.khanacademy.org/">Khan Academy</a>. Salman Khan kendi yegenlerine bazi dersleri ogretmek icin video kilpler hazirlayip youtube'e koymus ama tiklanan ziyaretci sayisi artinca Khan Academy'i kurmus. Ilginc bir hikayesi var <a href="http://www.khanacademy.org/about/faq">burdan</a> okuyun lutfen.<br /><br />Oglan basit toplama cikarmadan baslayip simdi carpma ve bolme konusuyla ilgili testler aliyor bu sitede. Takildigin yerde ilgili video'yu izleyebiliyorsun, ya da ipucu istersen sana problemi cozmekte yardimci oluyor. Guzel bir tarafi da ebeveyn olarak cocugunun durumunu takip etmek. Saat kacta, kac problem cozdu, zayif noktalari nedir, basari egrisi nasil sekilleniyor gibi...<br /><br />Bayiliyorum boyle beyinlere. <a href="http://www.khanacademy.org/about/faq#business">Bir soru</a> var ki , Khan'nin verdigi cevap cok hos.<br /><br /><span style="font-weight: bold;">Are you interested in turning this into a business? Maybe with some VC funding?</span><br /><a name="business"></a> <p> I've been approached several times, but it just didn't feel right. When I'm 80, I want to feel that I helped give access to a world-class education to billions of students around the world. Sounds a lot better than starting a business that educates some subset of the developed world that can pay $19.95/month and eventually selling it to some text book company or something. <span style="font-style: italic;">I already have a beautiful wife, a hilarious son, two hondas and a decent house. What else does a man need? </span></p> <p> With that said, if you are a social venture capitalist and are looking to deploy capital with the highest possible social return per dollar invested, we should talk. I think you'll find that there is no more measurable, scalable and high impact way to educate the world. </p>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-72893214833836378312011-03-18T14:46:00.008-04:002011-03-18T16:54:26.152-04:00Bugun oglanin okulunda...Egitimle ilgili saatlerce konusup yazabilirim sanirim. Bu konuda okumayi ve ogrenmeyi cok seviyorum.<br /><br />Bugun oglanin okuluna ogretmeniyle konusmaya gittim. Eyalete mi bagli, yoksa genel bir uygulama mi bilmiyorum ama NY'daki okullarda yilda 2 kez ogretmenle bire bir gorusebileceginiz ogretmen-veli toplantisi yapiliyor. Biri kasimda, digeri nisanda. Bu toplantilarda aileye cocugun karnesi (report card) verilip, degerlendirme yapilan kategoriler ustunde konusuluyor. Bu toplantiya ayrilan sure 15 dk. Benim soracaklarim ve konusacaklarim genelde bu zamana sigmadigindan ya ilk sirayi aliyorum, ya da en sona kaliyorum. Bizim oglanin sinif ogretmeni cok iyi bir kadin. Arada email'le durumunu soruyorum ve yuzyuze gorusme imkani da yaratiyoruz arada. Ocakta ve haziranda ders yili bitince de postayla yil icindeki karnesi geliyor gene. Yani 4 karne aliyoruz.<br /><br />10 gun kadar once oglanin odevlerinde bir degisiklik farkettik. Normalde 20-30 dk'da biten odev (pazartesi-persembe, hafta sonu odev yok) son gunlerde 2 saate uzamaya basladi. Toplama cikarmalardan, birden iki basamakli carpma ve bolmeye basladirlar. Zaten bugun sabahtan randevu almistim, bu konuyu da uzun uzun konusma ortami buldum.<br /><br /><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Singapore_Math_Method">Singapur Matematik modeli</a> Amerika'da cok konusulan ve bazi okullarda (Scarsdale Public Schools gibi) 2-3 yildir uygulamaya gecmis bir model. Bizim okulda K-6 siniflarda pilot olarak uygulanmaya baslamis ama bizim oglanin sinifinda degil. Bizim oglanin sinifi 19 kisilik ve ogretmeni 10 cocugu parlak buldugu icin onlara zenginlestirilmis mufredat programi (enriched curriculum) uygulamaya baslamis. Bu extra mufredat tamamen ogretmenin insiyatifina kalmis olup, okul mudurunun onayi gectikten sonra uygulanan birsey. Programa katilan cocuklar (10 kisi kadar) Mart basindan beri akademik agirlikli derslerde (matematik, okuma, yazma ve fen) ogretmenle ders yapip, extra odev aliyorlar. Ben bu durumdan cok memnunum ama seneye 3. sinifa basladiginda bu cocuk seviyesinin altinda ders gorurse napacak konusu gundeme geldi. Ogretmen bu konuyu okul muduruyle konusup onumuzdeki sene icin gene guclendirilmis mufredati takip edecekleri bir sinif olusturmaya calisacagiz dedi. Singapur modeli bizi matematikte kuracak ama okuma, yazma ve fen derslerinde de guclendirilmis mufredata gereksinim var. Mayista tekrar bulusalim planlari konusalim dedi. Gerekirse mudurle de gorusebilir ve 3. siniflari gozlemleme sansiniz var dedi.<br /><br />Konu extra mufredat ya da odev harici akademik ugraslara gelince bir kac isim aldim ogretmenden. Onlari da bir ara yazarim muhakkak.<br /><br />Dedim ya egitim konusu acilinca cenem duser diye....FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-37731875379866464642011-03-18T14:18:00.003-04:002011-03-18T14:45:52.347-04:00Finlandiya'daki Egitim Sistemi Hakkinda YaziPISA skorlarinda Finlandiya basi cektiginden beri aklimda. Bugun <a href="http://www.huffingtonpost.com/justin-snider/keys-to-finnish-education_b_836802.html">bir yazi</a> gordum. Finlandiya'daki egitim sistemine iliskin Egitim Bakaniyla yapilmis bir roportaj var.<br /><br />Bilinmedik seyler degil ama anlasilan o ki, 5 milyon nufusu olan ulkede ogretmenlik meslegi onemli bir kariyer meslegi olarak goruluyor. Sendikalar ve bakanlik ayni amac icin ugrasiyoruz diyor. Ogretmenler universitede egitim gordukten sonra 5 yillik master programina katilip gozlemci ogretmenlerle beraber, hem egitim alip hem de universite yakinlarindaki egitim okullarinda ders vermeye baslayabiliyormus. Maaslari ortalamanin uzerinde olup, egitimde firsat esitligi veriyoruz diyor. Siniflarda cocuk sayisi 20'ymis. Yardimci ogretmenle beraber ozel egitim ihtiyaci olanla, cok basarili olan da ayni sinifta oluyormus. Mufredat yogun ve Fin kulturu 50 yil onceki tarim toplumundan Nokia'yi ureten sanayi toplumuna ciddi egitim politikalari sayesinde gecmis.<br /><br />Gene bu soylesiyi destekler baska bir yazi da <a href="http://news.bbc.co.uk/2/hi/programmes/world_news_america/8601207.stm">burada</a>. Ya da <a href="http://www.youtube.com/watch?v=0__9s3A2pcA">buradaki</a> video klip de gayet bilgilendirici.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-52366120554723081142011-03-14T16:21:00.002-04:002011-03-14T16:24:22.725-04:00NY Times Debate RoomNY Times'in cesitli konulara ayrilmis muzakere odalari (debate room) var. Konunun ozune gore uzman kisilerden yazi geliyor bu kosede. Egitim sektorune cozum ureten bir sirkette calistigimdan egitimle ilgili kisiler ve konular yakinen radarimda. Bazi isimlerin aciklamalari, yazilari, yorumlari oldukca ilgili cekiyor. <a href="http://www.nytimes.com/roomfordebate/topics/education">Egitim konusunda</a> arada bir bu link'e bakmakta fayda var.<br /><br />Bugun CNN'nin sayfasinda vizyonerler baslikli kisimda gordum. Geoffrey Canada'nin egitimle ilgili goruslerine kisa bir <a href="http://money.cnn.com/video/news/2010/11/23/n_vis_geoffrey_canada.fortune/">videosu </a>var. Izlemege deger.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-2559583516738366062011-03-12T10:05:00.000-05:002011-03-12T10:06:33.293-05:00Waiting For Superman<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjFSICQJL1f26_pwT48ArvVVt8bvfcFFZss6OdrEzG_WwKbIGdO8UF34SemIjN7cUUymJXDC2MESxRgjx9x6hDZdkMf-nA_LC6ZkUhjH7wuDUh4GxB6kjR-IDb0KwzyOJWCOIC/s1600/waiting_for_superman-poster.jpg"><img style="float: left; margin: 0pt 10px 10px 0pt; cursor: pointer; width: 216px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjFSICQJL1f26_pwT48ArvVVt8bvfcFFZss6OdrEzG_WwKbIGdO8UF34SemIjN7cUUymJXDC2MESxRgjx9x6hDZdkMf-nA_LC6ZkUhjH7wuDUh4GxB6kjR-IDb0KwzyOJWCOIC/s320/waiting_for_superman-poster.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5582937406831780546" border="0" /></a><span style="font-style: italic;">Waiting for "Superman</span>" gecen eylulde gosterimi yapilan ve yakinlarda da DVD'si cikan bir dokumanter. Bir sure once <a href="http://troywind.blogspot.com/2007/10/amerikada-ilk-egitim-okul-bolgeleri-ve.html">Amerika'daki egitim</a> konusunda bir post yayinlamistim burada. Bu film Amerika'da kamu ya da devlet egitimi dedigimiz public school sistemine iliskin irdelemeler yapan bir film. Yonetmeni Davis Gugenheim, Inconvenient Truth'un da yonetmeni.<br /><br />Filmde cocuklarini devlet okullarina gonderen ya da devletten alip charter ya da ozel okula gondermek isteyen ya da tam tersi bir kac karakter islenmis. Dokumanter egitim sistemindeki aksakliklari, kirikliklari, yanlisliklari isliyor. Ben bu ornekleri genele yayacak kadar Amerika'nin her yerinde okul sistemi kotu olarak gormuyorum ama sistem, citasi yuksek ulkelerle (Finlandiya, Uzak Dogu Asya ulkeleri) karsilastirilinca Amerika, temel egitim test sonuclarinda basi ceken ulkelerde degil!!<br /><br />Burada devlet okullarinin cogunda sendika var. Bir ogretmen bir okul bolgesinde calismaya basladiginda tenure'unu kazanana kadar is garantisi yok. Okul bolgesine gore degismekle birlikte, bizim burada yasadigimiz bolgedeki okullarda 3 yil ayni okulda calisinca ogretmen bir daha isten cikarilamiyor. Cunku tenure denilen hak geregi, emekli oluncaya kadar ya da kendi istegiyle isten ayrilincaya kadar isi garanti.<br /><br />Tenure denilen bu sistem aslinda baslangicta universite egitmenlerinin is guvencesini korumak amacli politik ya da uydurma soylentilerle isini kaybetme hakkindan mahrum etmek icin ten year (tenure) -10 yil calismadan sonra verilen bir hakmis. Zamanla universitelerden ilk ogretim seviyesindeki egitimcilere 3 yillik ayni okulda calisma sonucu verilen bir hakka indirgenmis.<br /><br />Peki ogretmen sinifta kotu performans gosterirse ne olur? Pek de birsey olmuyor. 2-5 yillik suren 27 adimlik proses sonucu ogretmeni isten cikarmak hic de kolay degil. Gecen hafta haberlerde cikti. Chicago devlet okullarindaki ogretmeni sorusturma islemi <a href="http://www.chicagotribune.com/news/opinion/editorials/ct-edit-0230-cps-dismissal-gfx.eps-20110226,0,3378793.graphic">su grafikte</a> aciklanmis. Diger eyaletlerde de cok benzer bir sistem var.<br /><br />Iste bu yuzden superintendent denilen okul yonetcileri sik sik sendikayla catisip dusuk performansli ogretmenleri ve siniflari belirleyip onlarin uzerine gitmeye calisiyorlar ama genelde bu da cok ise yaramiyor. Bugunlerde Wisconsin valisinin adi sik sik haberlerde geciyor, cunku ogretmenlerde tensikata gitmek istiyor ve tabii sendika da ayaklaniyor yapamazsin boyle birsey diye.<br /><br />Filmde ve medyada cok sik gecen DC devlet okullarinin yuksek profilli okul yoneticisi vardi; adi Michelle Rhee. Adrian Fenty DC valisi secilince DC chancellor'ligine Michelle Rhee'yi getirdi. Michelle Rhee okul performanslarina bakip bazi okullari kapatma, ogretmenleri isten atmaya ve sendikayla pazarliga oturunca sik sik gundeme gelen isim olmustu. Cunku ulkenin baskentindeki devlet okullari, ulke capinda matematik ve okuma testlerinde en kotu sohrete sahip okul bolgesi... Michelle Rhee koydugu hedeflerin bir kisminda basarili oluyor ama sendikayla pazarlikta cok az. 3 yil suresince basinda oldugu okullardaki perfomans artiyor ama egitimde yoneticilik yapmak icin politik destek gerektiginden gecen kasimda Fenty, Primary Election'da koltugu kaptirinca Bayan Rhee de istifa ediyor. Simdilerde <a href="http://www.studentsfirst.org/#">Student First</a> diye devlet okullari egitiminde bir hareketin onculugunu yapiyor.<br /><br />Filmdeki <a href="http://www.kipp.org/">KIPP</a> charter okullarindan ve Harlem Children's Zone'dan da bahsedeyim.<br /><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Geoffrey_Canada"><br />Geoffrey Canada</a> diye bir adam var bu ulkede, egitimci ve aktivist bir adam. Cok politikaticin kendisine yonetici olarak almak istedigi adam. NYC public school'lari icin de Mr. Bloomberg'in kendisine chancellor'luk teklifi yapildigi konusuldu. Canada, Harlem'de 97 blokluk alani icerecek buyuklukte, cocuklarin dogumundan baslayip is hayatina atilincaya kadar egitimleriyle ilgilen HCZ diye bir charter school kurmus. Hemen bir dip no ile Charter school'u acikliyayim. Bunlar bir suru regulasyondan bagimsiz sekilde isleyen, kaynagini eyalet ya da lokal okul bolgesinden butceleyen devlet okullari. Genelde akademik basariya donuk calistiklarindan bir suru okulun charter okula donusturulmesi projesi var gundemde. <a href="http://www.hcz.org/">HCZ</a> iste Geoffrey Canada'nin basarisi. Istatiktilere gore yoksul, yetersiz kosullardan gelen cocuklarla (Harlem'de yasayanlar gibi), durumu iyi olan standart kosullarda egitim alan cocuklar arasinda, <span style="font-weight: bold; font-style: italic;">kapanmaz bir acik</span> oldugu tezi ortaya atilmis 10-15 yil oncesinde. Ancak teke tek cocuk takibi, motive eden bir mufredat, performansi yuksek ogretmenler ile HCZ'dan mezun olup universiteye giden ogrenci orani %96. Film diyor ki; iste olabiliyormus. Neden bu diger devlet okullarinda da basarilamasin ki???FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-5177418141363146822011-03-01T16:20:00.003-05:002011-03-01T16:50:14.068-05:00Austin, TX'da 4 gun<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMGlsibaTYK1ZkqsyjoYsLl8bEEaEIk0vU1audmTmbJ9J0O1jbEnGW47FFNlYfzF0B6BmLdb1APKu_eUqkixD2A6rKYl-f66gIQA53ftHBily3_7Fj7GCz1kTcLQahI89fCaGl/s1600/MIS_ph1.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 214px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMGlsibaTYK1ZkqsyjoYsLl8bEEaEIk0vU1audmTmbJ9J0O1jbEnGW47FFNlYfzF0B6BmLdb1APKu_eUqkixD2A6rKYl-f66gIQA53ftHBily3_7Fj7GCz1kTcLQahI89fCaGl/s320/MIS_ph1.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5579229445819541650" border="0" /></a><br />Gecen hafta Austin'e 4 gunlugune bir konferansa katilmak uzere kactim. NY'un soguk, karli, bitmeyen kisindan sonra, Austin, TX bana yaz gibi geldi. Hava 22-27C, gunesli, biraz nemli ama sicakti.<br /><a href="http://nces.ed.gov/"><br />NCES</a> diye Ulusal Egitim istatistiklerini toplayan bir kurum var, hukumete ait ve her yil eyaletlerin ve okul bolgelerinin egitim icin topladiklari data'lari nasil kullandiklarini, ne cesit raporlama yaptiklarini, yaratici cozumlerini paylasmak icin her eyalet ya da okul bolgesi degisik sunumlarda bulunuyorlar. Sadece egitim kurumlari degil bizim gibi egitim sektorune cozum sunan degisik sirketler de, bu konferansa katilip bilgi alisverisinde bulunabiliyor ya da kendi cozumlerini gosterebiliyor. Musterilerle kaynasmak, ihtiyaclarini anlamak, sirketteki diger gruplarla birlikte olmak icin guzel bir ortamdi. Ben memnun kaldim, yeni seyler ogrendim ve yeni insanlar ve sirketlerle guzel iliskiler de kurdum.<br /><br />Gelelim Austin, TX'a. Bir defa hic de Dallas ya da baska guney sehri gibi kafamda canlandirdigim bir yer degilmis. Tam bir genc ve ogrenci sehri... Otel tam downtown'da sehrin gobegindeydi. Havaalani da 20dk filan uzakta sehre. Aksam konferans biter bitmez kendimizi sokaklara attik. Iki kez de oglen arasi disarida yemek yedik. Ah o 6. cadde yok mu? Bar, restaurant, gece klubu, disariya tasan muzik ve icerlere sigmayan universiteli doluydu. Hafta ici olmasina ragmen gece-gunduz sokaklar capcanli, gencler egleniyor, ders-sinav takar bir havalari yoktu.<br /><br />Austin'e gidilir mi gene, kesinlikle... Havaalani da hos ve duzgun ama bana aktarmali ucagimi kacirtti ya, o yuzden az biraz kara listede.FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-38271782386378622972011-01-26T11:32:00.002-05:002011-01-26T11:37:51.700-05:00Havadan Sudan<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOPgEm4f4F9PGNTC29vQubjjASycQ9iCMACcFobs5VRnM8WB2nTC-WuGkIRNrgboY9aGaAQu08LfdmPBoA4_AR59rHIDpKRqEfFPMAUd6dTNtSbvapv5rDzLVYXxftImlH8iIw/s1600/NY_temp.JPG"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 400px; height: 65px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOPgEm4f4F9PGNTC29vQubjjASycQ9iCMACcFobs5VRnM8WB2nTC-WuGkIRNrgboY9aGaAQu08LfdmPBoA4_AR59rHIDpKRqEfFPMAUd6dTNtSbvapv5rDzLVYXxftImlH8iIw/s400/NY_temp.JPG" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5566533367567590162" border="0" /></a><br />Yukardaki hava durumu 2 gun oncesine ait. Bugun -3C'ye uyandik. -5C, ya da -8C'ye kadar cok soguk oldugunu hissetmiyoruz ama -17C veya hissedilen sicaklik -22C olunca, elimiz ayagimiz burnumuz buz kesiyor.<br /><br />Dun surpriz bir sekilde kara uyandik, bugun aksama baslayacagi tahmin edilen kar yagisi erkence geldi, saat 8AM gibi. Evde olup camdan disari bakmak guzel de... Tanri bu havada disarda calismak zorunda olanlara, evsizlere yardim etsin...FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-15719915.post-23982324242573331092011-01-26T11:21:00.002-05:002011-01-26T11:30:51.733-05:00Gecmis Olsun Steve Jobs !!<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioXafeZwW6gj-EEIH30QdraHWucfCGTwelj4pclrtLa3KAROjQGCXzSwGmXv39NTO5iueK8mx5LhtmSCATHjgAvpWTAzVDxS-mLZ_AMqJzud8y7Ii3LE1ejqpBI0r2NN-erlkg/s1600/toSteve.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 248px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEioXafeZwW6gj-EEIH30QdraHWucfCGTwelj4pclrtLa3KAROjQGCXzSwGmXv39NTO5iueK8mx5LhtmSCATHjgAvpWTAzVDxS-mLZ_AMqJzud8y7Ii3LE1ejqpBI0r2NN-erlkg/s320/toSteve.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5566532339317828034" border="0" /></a>FBhttp://www.blogger.com/profile/12935141303749197994noreply@blogger.com0