23 Şubat 2010 Salı

Ikincil Egitim

Bir sure once NY Times'da David Brooks yazmisti oteki egitim basligi altinda bir yazi. Okullarda verilen akademik egitimin yani sira, uzun vadede mutlulugumuzu, duygusal ihtiyaclarimizi saglayan "ikincil egitim"in ihtiyacindan bahsetmis ve kendisinin ilk genclik yillarinda ilah edindigi Bruce Sprinsteen konserine gitmenin, oradan aldigi hazzin kendi kisisel gelisimde ne kadar onemli oldugunu yazmisti.

O yazi uzun zaman aklimdan cikmadi. Kendime donuk bir hesap yaptim da... ben okul yillarinda neler yasadim, ikincil egitimim nasil basladi, kimler nasil katkida bulundu diye. Ilk sinemaya gidisim, ilk kez Madonna albumunu dinlemem, Duran Duran'in ezbere bildigimiz hayati, Alman sarkici Nena TV'de cikinca nefes bile almadan o tek ama tek sarkisini dinlemem, okul sonrasi Dilek'le mandolin dersine kalmamiz... Kisitli Canakkale sosyal hayatinda neler yasanmis diye durdum dusundum, evde konustuk Burak'la gulerek, cogunlukla dalga gecerek.

Amerika'daki egitim hayatinda cocuklar bizim egitim hayatimiza gore cok daha rahat, daha yaratici, daha ozgur, daha az sinirli. Ikincil egitime daha onem veriliyor. TR'de de benzer bir degisim vardir tabii artik.

1 ay once okulda bir yarisma baslattilar. Hangi sinif daha cok okursa, o sinif okul mudurunun sacinin rengini boyama karari verecek diye. Ustteki adam bizim mudur, Mr. Harder. Cocuklara daha cok okusunlar diye atmadigi takla yok. Basarili da oluyor... 2.5 hafta biz cok istifimizi bozmadan okuyabildigi kadar okudu oglan. Okuduklarini dakika miktari ve kitap ismiyle log edip gonderdik ogretmenine. Sonuc su: Bizim cocugun sinifi okuma yarismasinda birinci olmus ve oglan da sinifta en cok katkiyi yapmis. "Eee ne renk sectiniz Mr. Harder'in sacini" dedim. "Yanlar sari, diger taraf mor" dedi. "Yok canim" dedim icimden, "cesaret edip o renge boyatabilir mi?" Iste kaniti.

Sanirim bu tecrubeyi oglan hayati boyunca unutamayacaktir. Birincil egitimde kendisine verilen, eglendirerek, heyecanlandirarak, motive ederek, sac boyatarak(!) ogretmenin keyfini. Sonucta onca yillik ogrenimden akilda kalanlar degil, ruyanda hala sinav degil, mudurun sac rengini goruyorsan ne ala !!

Bir Kis da Boyle Gecerken ...

Ha gayret diyoruz arada bir kendimize, subat da ciksin, mart o kadar koymaz kisi bitirmek icin. Ara ara cok soguk, az da olsa az soguk-gecen hafta sonuki gibi 4C'lere varan- bir kis ile bahari beklemekteyiz. Bugun bir ara kuslarin civiltisini duydum agacta, nasil da mutlu oldum, acaba goc mu basladi diye.

Domuz gribi haberleri, Tiger Woods'un Sukran gunu kazasi, kis Olimpiyatlari, Toyota krizi, saglik reformu, ekonomiyi resesyondan cikaran haberler derken Subat 23 yapmisiz yeni yili. Bugun Municigimin dogum gunuydu. O da kisin hatiri sayili gunlerinden. Dun ise annemle babamin 40. evlilik yildonumuydu. Nasil da yanlarinda olup onlara en sevdigi yemekleri pisirmek istedim !!

Sabahki sulu kar, simdi yagmura donustu. Su yukarda fotografi gorulen yer var ya, ara ara yuruyus yapmak icin takildigim bir yer. Gol kenarinda uzun bir parkur... Her sabah mutlaka ama mutlaka -10C de olsa kosan ya da yuruyus yapanlar oluyor. Hele hala sort giyen cilgin gencleri gorunce "Iste budur!!" diyorum icimden gulumseyerek.

Dun Microsoft Office'in OneNote programini install ettim. Hayati kolaylastiran baska bir guzellik. Nasil bunca zaman habersiz yasamisim kendime sastim.