7 Ocak 2006 Cumartesi

Kutuphaneler














Yillar once okuldan mezun olurken mezunlarin okulu elestirdikleri bir toplanti yapilmisti, ogrencilerden birisi okulun kutuphanesi icin, "bizim kutuphanelerdeki kitaplar babaanne gibi, oysa soyle kiz gibi yeni, guncel dergi ve kitaplarimiz niye yok ki" demisti. ITU'nun Mustafa Inan kitapligi, tipki Amerikan filmlerindeki gibi sessiz, buyuk masalarin ama yesil lambalarin olmadigi tarzdandi. Simdi degismistir mutlak. Vize, final oncesi calismaya gider ama kitap, dergi gibi seyleri kendi olanaklarimizla alirdik. Cunku sinirli sayidaki kitap kimseye yetmezdi. Mahalle kutuphaneleri kavrami da hic yaygin degil TR'de. Donem "temiz odevi" hazirlamak icin kac kez gittim kutuphaneye Canakkale'de dusunsem sayarim, besi gecmez herhalde.

Bizim kutuphane aliskanligimiz ilk DVD ismarlamakla basladi Amerika'da, hem de internetten, hem de istediginiz listeyi verin, hazir olunca arayip almanizi isteyecek rahatlikta. Bir klik'le siparisinizi gidiyor kuyruga. Tabii ismarlanan kitap, CD, DVD, audibook'larda siraya gore bekleme listesi olabiliyor ama acelesi olmayan icin beklemeye deger.

Simdilerde her cumartesi yuzme dersinden sonra kutuphanenin yolunu tutuyoruz. Ayda bir "Silly Saturdays" denilen okuma seansi var cocuklar icin. Her hafta, hafta ici 2-3 ayri okuma ve oyun gruplari var; calismayan anne ve cocuklari icin harika. VHS kaset, DVD, kitap dolu abartmiyorum bir canta dolusu materyalle eve geliyoruz her hafta. Zaten cocuk bolumleri ayri, ya ayri bir katta, ya da cocuklarin buyukleri rahatsiz edemeyecegi kadar uzakta.

Kutuphanelerde okul sonrasi odevlere yardimci olmak icin ogretmelik yapiliyor (tutoring) isteyen ailelerin cocuklarina. Bazi buyuk kutuphanelerde sergi salonlari var, resim, heykel, muzik gibi performanslari sergileyebilecekleri. 9 eylulden sonra Islam konusunda cok konferans verildigini hatirliyorum bizim buradaki White Plains kutuphanesinde. Birkacina biz de katildik ve Islama bakis acisini duyunca kucuk dilimizi yutacak gibi olmadik degil. Ya da caz dinlemek isterseniz pazarlari 3PM'de buyuk salona buyurun. Ve tum bu etkinlikler ucretsiz. Cunku zaten okul icin bagli oldgunuz okul bolgesine ailelerin odedigi vergilerden fonlaniyor kutuphaneler ve tabii eyaletten de yardim aliyorlar tum bu aktiviteleri yurutmek icin.

Bir kitap bakinmistim bir zaman once ve kutuphane listesinde goremeyince bana soyle bir cevap geldi: "Eger bu kitabi okumaniz gerektigine inaniyorsaniz, sebebi anlatan bir mektup yazin ve kutuphane sizin icin bu kitabi alacaktir".

New York Public Library'i basli basina bir yazi konusu aslinda. Kutuphane olma fonksiyonu yaninda asil islevi, insanlarin bulusma noktasi. Midtown'da Penn Station, Grand Station ve Port Authority'den gelecekler icin tam orta nokta. Ici muze buyuklugunde, cesitli salonlardan, katlardan olusuyor. Insani soguk bir sekilde saran, hemen uzaklasma istegiyle birlikte, diger salonda ne varmis, su kata ciksam ne gorurum dedirten gezilmesi gereken bir yer. Zaten NY'a gelen her kisinin arkasindaki cafe'ye gitmesi sart. Yazin Bryant Park'a bakip soguk bir zinfandel, kisin hot chocalate icmeden olmaz. Menusu ve ortami insani mutlu eden kalabalik, sicak, sikisik bir yer.

Soylesi, seminer, siir okuma, kitap tartisma, internet kullanma ve sinema gunleri icin de kutuphaneler topluma hizmet vermeye devam ediyorlar. Bizim kutuphanelerde surekli azarlayan, gozlugunun ustunden catik kasla bakan ve susmaniz icin basinizda nobet eri gibi dolasan gorevlileri dusununce kim sever kutuphaneleri diyorum icinden? Kimbilir belki de degismistir, umarim, insallah degismistir. Adina yakisir sekilde halka hizmet eden "halk kutuphanesi" olur.

Hiç yorum yok: