Kafeterya da Van Gogh da 2. katta. Bir de time ticket almak gerekiyormus saat kacta katilacaksan ona gore gruplamislar insanlari. Benimki 2:30'da, tamam diyorum vaktim var, kafeteryada siraya giriyorum, zira oldukca kalabalik. Ya menu cok istah acici ya da benim karnim cok ac. Ama diyebilirim ki MoMA'nin yemekleri gercekten gurme lezzetinde. Yemek ustune kahve de iyi gider deyip sonra sergiyi geziyorum.
26 Kasım 2008 Çarşamba
Me Time in MoMA
Kafeterya da Van Gogh da 2. katta. Bir de time ticket almak gerekiyormus saat kacta katilacaksan ona gore gruplamislar insanlari. Benimki 2:30'da, tamam diyorum vaktim var, kafeteryada siraya giriyorum, zira oldukca kalabalik. Ya menu cok istah acici ya da benim karnim cok ac. Ama diyebilirim ki MoMA'nin yemekleri gercekten gurme lezzetinde. Yemek ustune kahve de iyi gider deyip sonra sergiyi geziyorum.
25 Kasım 2008 Salı
Cantamdakiler

Bende ne mi var:
Cuzdan. Vazgecilmez kirmizi cuzdanim.
iPod, olmazsa olmaz.
Cep telefonum.
Bir tutam dolusu anahtar, ev, is, araba, ofisteki dolabimin, posta kutusunun...
Kucuk not defterim, hatta ikiciyi de tasiyorum artik.
Bir zarf ve icinde kendimce onemli olabilecegini dusundugum seyler. Eh burasi biraz sir olsun artik :)
Ilac kutusu. Migren icin yanimda hep 2-3 adet ilac tasiyorum.
Kagit mendil. Mumkunse illa Selpak olsun.
Islak mendil.
Cocuklardan kalirsa tukenmez kalem.
Minik sisede parfum ve dudak parlaticisi.
El kremi ve dudak nemlendiricisi. Baskaca da kozmetik malzemem yokmus.
Duruma gore, seyahat ya da uzun yolculuklarda kitap, dergi gibi okunacak birseyler ile yiyecek meyve, cukulata, gofret gibi seyleri de tikistiririm.
Bu kadar !!
Himm kimi sobelesem... Yildiz'i ve Arzu'yu desem, paylasirlar mi acaba cantalarinin icindekileri bizle?
19 Kasım 2008 Çarşamba
Outliers NYT'da
15 Kasım 2008 Cumartesi
Mektup

Konusamadik cuma gunu, ben de sana mektup yazayim dedim. Buralari sormussun email'inde, anlatayim o zaman. Amerika uzun zamandir siyah-beyaz aslinda. Aylar gecti, mevsimler degisti renkler sonbaharda kizilin en guzelinden yesilin sarinin en canlisina kadar hepsini yasadi ama ekim yapacagini yapti siyah-beyaz Amerika hepden karardi, hepimizin icini daraltti. Hani TR'deki haberleri okuyup TV'yi izleyince kaniksarsin ya olan-biteni, simdilerde gecen ilk panik havasindan sonra biz de alisir olduk. Gerci biz Turkler alisigiz enflasyon-devaluasyon-tensikat-kriz durumlarina ama gene de demek ki biz de buralara alismaya baslamisiz ki aramizda bile epeyce tantana yapiyoruz.
Ogrenci oldugumuz yillarda M. eniste, "ne guzel ogrencisin paran da yok derdin de yok derdi". Hakikaten kus kadar hafifmisiz ama coluk-cocuk, ev, is, guc, hayat, mayat derken meger ne kadar da buyumusuz de o zamanlardaki anne babaminizin yerine gecmisiz artik. Cok sukur sagligimiz iyi ya, biz iyiyiz ya bunlar da gelip gececek elbet. Ama bazilarimizi delip de geciyor uzucu olan o.
Sen nasilsin, cocuklar nasil? Demek buraya yazdigim kitaplari okuyorsun, cok sevindim. Yakin olsaydik da konussaydik uzun uzun. Senin de okudugun kitaplari bilmek isterim. Aslinda yaz-a-madigim ama ilgilenecegini dusundugum baska kitaplar da var aklimda. Bir zaman fukaraligini dustuk ki sorma. Cogu zaman bunu dusunuyorum gercekten zaman yok mu diye, istenirse ... ulasmak istenirse bir telefon uzakliginda ya da bir email atiminda olmak bile mumkun olamiyor mu? Hayati iskalamadan yasamak biraz ustalik istiyor galiba. Ogreniyoruz iste...
2 hafta once de cadilar bayramini kutladik. Bu yil pek bir sonuk gecti bana gore. Bilmem psikolojik mi yoksa aksam kendim disari seker toplamaya cikamadigimdan mi? Genelde oglan onde ben arkada kapi kapi gezip trick or treat derdik. Cocuklarin kostumlerini gormeye deger. Bizimki korsan oldu, babasi da savas ucagi pilotu. Ha o gun once okulda bir kutlama vardi. Bizim bayram torenlerini andirir gibi sokaklardan gecit toreni yaparaktan abi-abla siniflara gittiler. 2 bina arasindaki yoldan gecerken tum yolu polisler kesmis, kenarda devriye bekliyor, komsular kapi onunde cocuklari seyrediyor filan. Buranin seker bayrami dense az degildir. 1 yila yetecek kadar sekerleme birikti evde. Dogrusu bu ya, hic de sevmiyorum o tarz seyleri. Cogunu attim bile.
Kisa keseyim derken uzayip gidiyor. Hadi kactim artik. Arasiriz gene kuzu. Optum seni ve biciriklari.
Auf widersehen :)
14 Kasım 2008 Cuma
"She is a little off"

Bugun radyoda otizmle ilgili bir program dinliyorum. Cocugu olan herkesi bir defa sarsiyor acaba olabilir mi diye. Arabalari yanyana mi diziyor, hep ayni kelimeleri mi tekrarlamak istiyor, sarilmaktan opulmekten temastan hoslanmiyor mu diye gidiyor liste. Ve her asi zamani geldiginde, ben icimde tonlarca kere tartisip doktora da endiselerimi soyleyip bir yol izliyorum kendimce. Grip asisinda thiomersol (civa) vardi yakin zamana kadar ama Artun'un asini bu yil yaptirmayacagim deyince, artik cikarildi dedi doktoru. MMR da ayni sekilde fena halde kafami bulandiriyor. Ozellikle bu asinin sonucunda otizm vakalarinda artis olduguna dair ailelerin inanci cok yuksek.
Yuksek de... Her konuda oldugu gibi radyodaki konuklardan biri -ki adam PA Universitesinde profesor- bilimsel olarak yapilan arastirmalarda asi yapilan cocuklar ile yapilmayanlar arasinda bir fark olmadigini soyluyor. Diger konuk, ailelerle calisan, hem klinik olarak doktorluk yapan hem de otizmle ilgili bir kurulusun direktoru, tam da bu bilimsel verileri savunur gelmedi aciklamalarinda.

Gecenlerde Business Week'de vardi BitTorrent'in kurucusu olan Cohen'in Asberger'li oldugunu hakkinda. Dun aksamki Grey's Anatomy'de Asberger sendromlu bir kalp cerrahi vardi . "She is a little off" dedi hastane bashekimi yeni gelecek doktoru tanitirken. Arada boyle karakterlerin katilmasi iyi oluyor bazi konulara dikkat cekmek acisindan aslinda.
Ama baska birsey de su ki benim dikkatimi ceken, TR'de benim etrafimda hemen hemen ne duydugum, ne gordugum otistik cocuk var. Burada hemen aklima is arkadasimin oglu ( terapi aliyor ), arkadasimin arkadasinin cocugu, bizim sitedeki o cocuk gibi dusunmeden sayiverecegim birkac isim geliveriyor. Daha cok batiya ve gelismis ulkelere mi ozel acaba?
PS: Yukardaki resim otistik yetiskinler tarafindan hazirlanmis.
13 Kasım 2008 Perşembe
NYT'den Bir Yazi
Obama geliyor ama sirtinda kocaman bir yumurta kufesi var. Egitim, saglik, ekonomi, dis politika, yeni enerji kaynaklari yaratimi ... kolay degil tum bu alanlarda bir degisimi saglamak. Adamin yazisi bu linkte, okumaya deger.
12 Kasım 2008 Çarşamba
Outliers: Malcolm Gladwell'in Yeni Kitabi
Bundan onceki her iki kitabi da sahane. Hem Blink, hem Tipping Point, ilgiyle, saskinlikla, merakla, tekrar tekrar, basa sarip sarip dinledigim kitaplar oldu. Once audio'sunu sonra baski kagitda kitaplarini aldik.
Kitap (Outliers: The Story of Success) "basarinin hikayesini" anlatiyormus. Outliers da teknik bir terim olup, normalin disinda kalanlari ifade etmek icin kullaniliyormus. Diyor ki roportajda, basari bir konu uzerinde en az 10bin saat emek sarfederek gelir ve o konuda son derece disiplinli, tutarli bir calisma gerektirir.
Burada (Amerika'da) sik sik Uzakdogulu gocmenlerin basarilarindan, okulda Japan, Cin, Hintli, Koreli cocuklarin Amerikali cocuklara gore test skorlarinin yuksekliginden bahsediliyor. Yazin bir kitap okumustum. Adi: Top of the Class (Sinifin en iyisi). Nedir bu cocuklari bu kadar basarili yapan diye aklimi kurcalamisti. Pek cogunun da cevabini buldum kitapta. Bazi acilardan bizden pek de farkli degiller Uzakdogulular. Mesela buyuklere saygi gosterme, toplumda hiyerarsik bir soz hakkinin olmasi filan. Hos artik bu kaldi mi tartisilir ama eminim o toplumlar da boyle bir degisimden geciyorlardir. Diyor ki, en akilli, en zeki olmayabilirsin, dogustan yetenekli de olamayabilirsin ama neye calisiyorsan, neyle ugrasiyorsan zaman ayir, disiplinli ol, sistematik bir calisma duzenin olsun ve bunu basarincaya kadar devam ettir. Tabii bu arada ailelere bir ton oneriler de veriliyor. Rol model olma, cocuklara kaldirabilecekleri sorumluluklari verme, bazi aktiviteleri birlikte yapma vs. gibi...

F: You share a fascinating story about culture and airline safety.
G: Korean Air had more plane crashes than almost any other airline in the world for a period at the end of the 1990s. When we think of airline crashes, we think, Oh, they must have had old planes. They must have had badly trained pilots. No. What they were struggling with was a cultural legacy, that Korean culture is hierarchical. You are obliged to be deferential toward your elders and superiors in a way that would be unimaginable in the U.S.
But Boeing (BA, Fortune 500) and Airbus design modern, complex airplanes to be flown by two equals. That works beautifully in low-power-distance cultures [like the U.S., where hierarchies aren't as relevant]. But in cultures that have high power distance, it's very difficult.
I use the case study of a very famous plane crash in Guam of Korean Air. They're flying along, and they run into a little bit of trouble, the weather's bad. The pilot makes an error, and the co-pilot doesn't correct him. But once Korean Air figured out that their problem was cultural, they fixed it
Ha tabii basari ve mutluluk iliskisi uzerinde de bir iki sey soylemek gerekirse... Basari bana gore bir yerlerde CEO, VP hadi bilemedin iyi bir etiket sahibi olmak degil. Inandigin, sevdigin, tatmin buldugun alanda -ne olursa olsun- kendini iyi ifade edip onun sonucunu yasamak, verimini almak.
Adamin anlatiminda sevdigim sey, bilinen seyleri gene bilinen baska seylerle iliskilendirip aykiri bir sonuc cikartmasi. Yani iki bilinen bir denklemden yeni bir denklem yaratmasi. Neyse bakalim okuyunca ne dusundugumu yazarim bu kitap hakkinda. Amazon linkinde bir de minik video var, kitap hakkinda fikir vermesi acisindan izlenmeli bence.
6 Kasım 2008 Perşembe
DUNDEN ONCE...
Bundan 21 ay kadar once Obama baskanlik icin adayligini acikladi.
Bundan 5 ay kadar once Hillary Clinton'a karsi baskanlik adayligini kazandi. Neydi o acceptence speech oyle...
Ve bundan 2 gun once 44. Amerikan Baskani olup, basarilamayacak sanilani basardi.
Ne kampanyanin arkasindaki taktikler, ne pazarlama basarisi, ne politikanin gucunden bahsedicem. Ne zaman adamin konusmalarini izlesem, dinlesem bana hep "kafana koydugun ne olursa olsun yapabilirsin, YES I CAN " demeyi hissettiriyor. Daha ne olsun...