25 Ocak 2011 Salı

Egitimde Kaplan Anne Modeli


Bizim oglanin piyano ogretmeni Japon. Orta yaslarda sevimli bir bayan. Oglani derse ben goturdugumde sagdan soldan, sik sik da egitimden konusuyoruz.

Gecenlerde buradaki Turk bir arkadasla konusurken OECD'nin 2010 icin yayinladigi uluslararasi egitim performans raporundan (PISA) bahsetti. Orjinali burada, asagidaki liste de cocuklarin okuma, matemati ve bilimdeki performanslarina gore siralama.

1. Shanghai-Cin
2. Kore
3. Finlandiya
4. Hong Kong -Cin
5. Singapur
6. Kanada
7. Yeni Zellanda
8. Japonya
9. Avusturalya
10. Hollanda
11. Belcika
12. Norvec
13. Estonya
14. Isvicre
15. Polonya
16. Izlanda
17. ABD
18.Lichteinstein
19. Isvec
20. Almanya
..
40.Turkiye

Buradaki medyada sik sik uzakdogu egitim modelinden bahsediyor. Tam da bugunlerde once Wall Street Journal'in Amy Chua'yla yaptigi soylesisi, sonra da NY Times'in "Kaplan Anne" Amy Chua hakkinda yaziklari cikinca simdilerde her dergi, gazete, NPR radyo; once ani seklinde yazdigi kitabindan, sonra da "Cinli ebeveyn" tarzindan bahseder oldu. Pazar gunu Hurriyet'te Tolga Tanis da gundemi ozetleyen bir yazi yazmis.

Genelde benim gozlemledigim durum su:

-Cinli cocuklar demiyorum, genel olarak Uzak dogulu cocuklarin elinden kitap dusmuyor. Buz pateni yapmaya gidiyor bizim oglan mesela, sirada beklerken, ya da kafeteryada ders saati gelmesini beklerken, anne ya da baba basinda olmak uzere, kitap okuyorlar, odev yapiyorlar, kafalari mutlaka bir sayfanin icinde. Amerikali cocuklar kenarda atari ya da ellerinde PSP ile oyun oyunuyorlar.

-Okuldan arta kalan saatlerde bir iki tane aktivite secip, bunlara konsantre oluyorlar. Uzun saatler boyunca pratik yapmaktan kacinmiyorlar.

-Uzakdogulu cocuklarin genelde anneleri calismiyor. Boyle olunca cocuklara verilen yonlendirme, aktivitelere goturup getirme, basinda birebir oturtup ders calistirma, is sonrasi zamana sikisip kalmiyor.

-Ders, ders, ders, pratik, pratik, pratik gibi sureklilik gerektiren, cocuga cogu zaman sikici gelen seyleri konsantrasyon ve fokus ettirerek yaptirabiliyorlar. Bu konuda kati olmaktan kacinmiyorlar. Sanirim bu en onemli ozellikleri. Uzun zaman bunun uzerinde dusunmustum nasil basarabiliyorlar diye. Cevabi Malcolm Galdwell'in Outliers kitabinda.

Gladwell diyor ki, Uzakdogulular cok sabirli insanlar cunku yuzyillardir pirinc yetistiriyorlar. Ve pirinc yetistirmek o kadar sabir ve tahammul gerektiren bir istir ki, sabah gun dogmadan kalkar tarlani kontrol edersin, aksam gun batarken gene gelir calisirsin ve bunu mevsimsel degil tum yil yaparsin, ustelik fiziksel kosullar hic de kolay degildir ( dize kadar suya gireceksin vs..) Dogal olarak da insana sabirli olmayi, beklemeyi, yilmamayi, tekrar etmeyi ogretir.

-Cince ya da Mandarince nasil bilmiyorum ama Japon ogretmenimiz diyor ki, Japonca cok zor bir dil. Yukardan asagi, sagdan sola sekillere gore okundugu icin cocuklar ilkokul bitene kadar (5. sinif) Japonca'yi ogrenmek icin 1000 kelime ezberlemek zorundalar. Lise bitene kadar da diger 1000 kelimeyi yani toplamda 2000 kelimeyi okuma ve yazma olmak uzere ogrenmek zorundalar. Bazen kendisi bile gazete okumak icin sozluge ihtiyac duygugunu soyluyor.

-Gene Japon ogretmenimizin dedigine gore, cocuklar ilkokul ve ortaokul biterken iyi devlet okullarina girmek icin sinava girmeleri gerekiyor. Bu sinav da cook cok zor. Dolayisiyla surekli calismak zorundalar. Ama cocuklarin stres katsayilari asiri yuksek, hic mutlu degil, cocukluklarini yasayamiyorlar.

-Okulda ders saatleri Amerika'ya gore cok daha uzun. Yil icinde okul gun sayisi da buraya gore daha uzun. Gene Gladwell'in kitabinda bu konuda karsilastirmali ornekler vardi.

Simdi bu objektif gorusten sonra ben de dusunuyorum, kendi cocuklarimiza nasil davraniyoruz, nasil davranmaliyiz... David Brooks da zaman zaman NY Times'daki kosesinde egitimle ilgili yaziyor. Gecenki yazisinda "Amy Chua bir pisirik" diye baslik atmis. Amy Chua cocuklarina zorla baski kurarak bir egitim modeli uyguluyor, bu biraz da kolay olani, akademik olarak cocugu baskiyla saatler boyu calistirabilirsin ama sosyallesmeye iliskin aktivitelerden alikoyarsan ya da grupla temasini kesersen cocugun cognitive (zekasal) gelisimine engel olursun diyor.

Bizim oglan 2. sinifta. Gordugum kadariyla cocugun basarisi; cocuga, aileye, ogretmene ve icinde bulundugu kosullara gore sekillenir. Akademik egitim bir yere kadar. David Brooks'un onceden de yazdigi uzere, ben akademik egitim yaninda, ikincil egitimin onemine, cocuklari sosyal hayata hazirlayan aktivitelere, iletisime, zaman zaman tatli sert modele ama yasaklayan, "cocuga sen bir copsun" diyen, asagilayici, baskici modele hic razi degilim...

New Yorker'in bu haftaki yazisi burada.
Time'in kapak yazisi da burada.
Amy Chua'nin gundem yaratn kitabi da burada.

1 yorum:

tannhauser dedi ki...

merhabalar, "pirinç teorisi" üzerine bir iki kelam etmek istedim. idirgemeci bir açıklamadan başka bir şey değil bence. böyle bir cevap, çok parlak görünebilir ve sorunsalı ortadan kaldırdığı sanrısı oluşturabilir. fakat bu soruyu cevapsız bırakmanın ötesine geçemez. iklim şartları, kapalı kültür özellikleri, diğer kültürlerle rekabete geç başlama, mistik dünyadaki farklılıklar ve daha sayılabilecek pek çok değişkenin açıklaması yapılmadan ve bir ortak paydaları ortaya konmadan uzak doğu insanının disiplinli olmasının sebepleri ortaya konamaz diye düşünüyorum.