29 Nisan 2006 Cumartesi

Mavi Yumurta

Yok yok bunlar paskalyadan kalan boyanmis yumurtalar degil. Evin arka tarafindaki deck'i (balkonu) boyayacagiz yakinda. Etrafi kesfe cikmisken bugun ogleden sonra, bir de ne gorelim... Balkonun alti yuva dolu ama sadece birinde yumurta var. Nasil kuslar cikacak cok merak ediyorum?

Gule Gule Jim

Jim'in 2 ay once onerilen gonullu isten ayrilma paketini alip, sirketteki 12 yillik seruveninin son gunuydu dun. 2000 yilinin basinda once telefonda tanistik, is gorusmesi yapmistik. 1 ay sonra NY'a ucup bir de kendi gozumle goreyim demistim mustakbel is yerimi. 3 ay sonra ise yeni is yerimde ise baslamistim bile. Benim mudurumdu ama hic mudur gibi degildi. Kafasi sanki hep baska yerlerde gibi, herseyi tersten soyler gibi, herseye bir kulp takar gibi. Sonra anladim ki bu onun tarzi, biraz muhalif haliyle, muthis espri anlayisiyla, is yapmak; hep yasamda giden seylerin arkasinda kalan bir arka fon muzigi gibiydi. Saat 6PM olunca Shaff's calar herkese "ee hala gitmediniz mi evinize" demeye getirirdi.

Sonra ayni grupta is arkadasi olduk, sonra da cukulata-kahve keyfimi paylasan, nadir Amerikali bir dost. Saat 10:30'a dogru kovboy sapkasinin altinda gelir elinde kahvesiyle ve 11'e dogru muffin'le kahvaltisini bitirirdi. 12 gibi nereye yemege gidelim diye sorardi bana. Uzun uzun hic acele etmeden yemegini yer ama illa bir sakarlik gelirdi basina. Ya salatanin sosu ustune damlar, ya corbasindan icerken pantolonuna sicrar, illa birsey gelirdi.

Benim basladigim yil o demek ki 6. yilindaymis ve hergun ayni gun derdi benim heyecan duyup anlattigim seyler icin. Simdi ben ayni seyi diyorum icimde, demek ki 6 yil sinir bir is yeri icin. Kendisi sanirim 60 kusur yasinda. Aslen Wisconsin'li. Savas sonrasi boomer'lardan. Biraz da finansal konularda verdigi kararlardan dolayi loser'lardan. Simdi akli Florida'da kooperatife girdigi condo'larda. Bizdeki gibi ertelenen ve bir turlu baslanamayan insaat, surekli extra cikan odemeler vs.

Carsamba gunu 30 kisilik bir grupla oglen yemegine gidildi once. Sonra kafeteryada pasta ile kutlama yaptik. Hediyeler verildi, vedalasmalar yapildi. Sensiz napacagiz diye aglayanlar bile vardi. Muzik konusunda otorite olacak kadar yetenekli, bilgili ve ilgili. Bir web sitesinde DJ'lik de yapiyor hos. Is yerinde arkadaki kuplerden birinden zaten hep muzik sesi gelir. Bir ara internetten Turk muzikleri bulmustu. Katibimle baslayip, Istiklal marsiyla sona ererdi :)

Uzun uzun pek cok seyden konustuk, tartistik. Sayesinde Amerikalilar nasil dusunur, nasil insanlardir gibi iclerine girince anlayabilecegim seyleri tanima imkani sagladi bana. Dil bilimi okumus sonradan bilgisayara gecmis. Bell laboratoarlarinda yetistiginden Unix'i cok iyi bilirdi, ama en iyi bildigi sey programlamacilikti. Huysuz ve aksi olmasina karsin, duyarliydi. Evdeki kedilerinden birisi oldugunde 1 hafta surati asik gezdi ve aman bunu kimse bilmesin diye de bana siki siki tembih etti.

Hakkinda yazacak sey cok. Bir donem kapanirken oyle ya da boyle biz gene emaille, telefonla arkadasligimiza devam edecegiz. Yolun acik, sansin bol olsun.

14 Nisan 2006 Cuma

Gecip Giden CTIA Arkasindan

Bizim telekom sektorunun nabzi gecen hafta 5-7 Nisan tarihlerinde Las Vegas'taki CTIA fuarinda tutuldu. Maalesef fuara katilmamis olmakla beraber is, Amerika'daki cep telefonlarina veya daha genel olarak wireless sektore gelince iki kelam yazmak istedim. 98'deki CTIA Atlanta'da yapilmisti. O zamanlarda orada yasadigimdan fuara gitmek mumkun olmustu. Bir fuar bu kadar show icerir diye dusunmustum. Palyacolar, tiyatrolar, isik oyunlari, sebil dagitilan esantiyon urunler...

Bir defa artik sagir sultan bile duydu, tekrarlamayacagim. Amerika, telekomda, cep telefonu sektorunde Avrupa'nin teknik olarak kullandigi alt yapisinin bir hayli gerisinden basladi bu ise. GSM diye Avrupa'da standart kullanilan wireless sistem, Amerika'da PCS, TDMS, IDEN diye farkli sistemlerle kullanilmaya baslaninca -liberal ekonominin faturasi- dezavantajlarini anlamak biraz zaman aldi. Finans sektorune yapilan yatirim gibi degil ki, kurulan kuleler, baz istasyonlar, kontrolir birimleri, santraller surekli eklenen, surekli guncellenen network parametreleriyle cok cok masrafli bir yatirim. Bir kez yatirim yapinca da bunu hop diye degistirmek, baska sisteme gecmek cok zor. Iste gecen yillara kadar herkesin dilinde olan 3G'ye gecmek bundan dolayi zordu. Ama bir zaman geliyor ki, sisteminizi upgrade etmeniz hatta degistirip yenilemeniz gerekiyor. Simdilerde hemen herkes 3G'ye gecmis bulunup, EV-DO denilen wireless packet data olarak kisaca tanimlanabilecek, cep telefonundan hizli web surfleme ve bilimum programlari calistirma kapasitesine sahip sebekelerden servis alma imkani dogdu.

Baslangicta bolgesel bazda verilen wireless lisanslari daha sonraki duzenlemelerle ulke genelinde Verizon, Cingular, Sprint Nextel, T Mobile olarak bu isin buyukleri arasinda paylasilmakta artik. Hala bazi bolgelerde yerel operatorler (Midwest'teki Alltel, South'daki South Link gibi) var ya da bazi buyuk sirketlerin kendi wireless telefon sistemleri var. Ornegin ConEd isimli elektrik sirketi, kendisine cep telefonu sebekesi kurmus.

Teknik bir eleman olaraktan piyasadaki rekabetten, urunlerden, diger sirketlerin servis kalitesinden cok haberdar degilim. Ama buraya gelen hemen herkesin basina gelen bir iki seyden bahsedeyim kisaca.

Amerika'ya tasindigim ilk gun, yerel telefon ofisine gidip eve telefon baglatmak istedim. 3 cesit konusma tipi var. Lokal arama (sehir ici degil, dikkat), uzak arama (long distance, yani yerel konusmalari kapsamayan aramalar) ve uluslararasi arama. Uluslararasi arama anlasilir da diger ikisi arasindaki farki anlamak kolay olmadi. Ayni blok icindeki aramalar lokal de, 10 mil otesi veya sehirlerarasi, eyaletlerarasi aramalar long distance'a girebilir. Ve bu servisleri de o zamanlar yerel icin ayri telefon sirketi, long distance ve uluslararasi icin baska bir sirket veriyordu. Kadin bana bir ton plan ve isim soyleyince iclerinden sadece AT&T tanidik geldi ve onu sectim. Ne Sprint'ten haberim vardi, ne MCI'dan. 1. ayin sonunda gelen fatura ulkedeki tum telefon sirketlerini ve planlarini anlamama sebep oldu zira. 600$'di ister inanin ister inanmayin. Hatta kredi tarihim olmadigi icin 1. ayin sonunda bu kadar faturayi odeyemecegimi dusunup bir de telefonumu kesmezler mi? Ertesi gece musteri hizmetlerini aradim da, uzun uzun telefonda sorunu, durumu, bana verilen rate'ler ile uyguladiklari oran arasindaki farki aciklayip yariya indirebildim. Bu zamanlarda VOIP ile servisler ve ucretleri cok daha uygun. Simdi bu isin landline, wireline yani tel ile evimize, ofisimize ulan telefon servisi yani.

Cep telefonu servisi olayi da bu 4 buyukler arasinda benzer sekilde isliyor denilebilir. Cunku her bir wireless operator'in bir de wireline kismi var. Ulkenin 280 milyonluk nufusu soyle paylasilmis operatorler arasinda. Cingular 52.3Milyon, Verizon 49M, Sprint Nextel 45.6M ve T-Mobile 20.3M. Hala buyumeye elverisli potansiyel olmakla birlikte pazarin 2009'da saturasyona girecegi, sonrasindaki savasin operatorlerin sunduklari urun cesitliligi, servis kalitesi ile birbirlerinden musteri calmakla devam edilecegi dusunuluyor.

Iste bir cuma gecesinde saat 12'ye gelirken ben bir proje icin ofiste onceden basladigim bu posting'in son cumlelerini tamamlamaya calisiyorum. Musterilerimiz etkilenmesin diye sistemde upgrade var bu gece. Bazilari su anda misil misil uyur, bazilari sinema, film keyfi yapar, bazilari keyifli bir yemek sonrasinin rehavetini yasar, bazilari da ofiste proje basinda, ne olur bir sorun olmadan tamamlansin diye dua eder. Sorun olunca neler mi oluyor, en iyi simdilik hic dusunmemek, yazmamak. Hele bir bu gece gecsin...

10 Nisan 2006 Pazartesi

Single Mother C.

C. 27 yasinda, 3.5 yasinda bir kizi var. Kizi benim oglumla da iyi anlasinca hafta sonu play date icin bulustuk. Cocuklar oynarken hayatini anlatti. Boston'dan gelmis buraya 3 yil once. Kizina hamileyken erkek arkadasiyla anlasamayinca ayrilmislar. Devletten cocuk bakimi ve ev kirasi yardimi aliyor. Kizinin babasinin hicbir katkisi olmadigini soyluyor. Liseyi zar zor bitirmis, simdilerde akli universiteyi bitirip guvenli ve parali bir ise girmekte. Saat ucreti $10'dan bir kreste yardimci ogretmenlik yapiyor. Daha once baska yuvada saati 8$'dan calisiyormus, burasi icin odemesi iyi diyor, sosyal guvenlik ve saglik sigortasi primlerini de oduyorlarmis.

"Kendimi sanki babaannem kadar yasli" hissediyorum diyor. Oysa ilk genclik hayallerinde 27'sinde 2. cocuk, 30'sunda 3. cocugunu dogurmayi hayal etmismis. Kendisi tek cocuk. Annesi ile babasi hic evlenmemisler, ama annesi 5 yil once baska bir adamla evlenmis.

Is yerinde de cok single mother var. Cogu hispanik ya da zenci, egitim duzeyleri oldukca dusuk, finansal olarak zayiflar ya da borc icindeler. Georgia'da yasadigim zamanlardan hatirliyorum; beni soke eden, 16'sindaki zenci kizlarin hamile goruntuleri hep aklima "neden bu yasta cocuk sahibi oluyorlar da baska opsiyon dusunmuyorlar" sorusunu getirirdi. Cogu dinsel sebepler yuzunden kurtaji reddediyor. Zaten guney eyaletlerde kurtaji engellemek babinda cikarilan yasalar akil alir gibi degil.

NY'a ilk geldigim zamanlarda da erkek arkadasiyla yasayan ama ilk evliliginden/iliskisinden olan cocuklarini da yaninda tutan single mother sayisi gene beni epey sasirtmisti. Zamanla 50 yasindaki adamlarin girl friend'imle sunu yaptik, bunu yaptik deyislerine yadsimalar azalsa da, single mother'lara alisilsa da, gercek uzuntum bu iliskilerden olan cocuklarin ne kadar saglikli buyudukleri konusundaki soru isaretlerim. J. diye bir kiz arkadasim var is yerinde. 5 yil once evlendi. Su anda 38 yasinda ama 21 yasinda kizi ve 8 yasinda oglu olduguna inanmak zor. Iki cocuk da baska iliskilerden olan cocuklar. Hayatinin cahil diye adlandirdigi o donemlerde ne kadar zorlandigini anlatiyor da, bunlarin ustesinden gelmek icin gece gunduz 3 iste calistigini, bir donem uyusturucuya ne kadar yaklastigini ama Allahtan baslamadigini, aklini kacirma derecesinde fiziksel yorgunluktan uyuyamadigini ve kazandigi tum paranin nasil olup da gene hicbir seye yetmedigini vs. vs. Sadece beni inanclarim kurtardi diyor 16'li 17'li yaslari icin. Simdilerde hayati duzenli ama kendi yasadiklarinin asla kendi cocuklarinin basina gelmesini istemiyor.

Iste boyle zamanlarda insan kendinde yer etmis evliligin ve aile degerlerinin kutsalliginin farkina variyor.

Bazilari icin hayat ne kadar da zor gercekten.

5 Nisan 2006 Çarşamba

01:02:03 04/05/06

Sayilara sadece ben takili degilim ki. Gruptan birisi bugun icin "tarih bir daha 01:02:03 04/05/06'yi gostermeyecek" diye email atmis. Kendi gibi herkesi Amerikan formatinda olcu birimi kullananlar hakli olabilir(di). Ama "Ingiliz formatinda 04/05/06 yani Mayis 4 de sayi dizilimi olarak ayni formati gosterecek gelecek ay" diye yazdim ben de.

Metrik sistem yerine imperial sistemi kullanmak pek kolay degil bu ulkede. Celcius yerine Fahrenheit, gram yerine pound, hacim olcusu icin ounce/oz, metre yerine foot/feet diye uzayip gidiyor liste. Zamanla alisiliyor tabii ama onde ayi gosterecek sekilde ifade etmek farkli bir duzenleme (bunun imperial sistemle ilgisi yok bu arada, sadece format ifade farki). Kac defa once gunun tarihini koyup imza atmadik ki? 10'luk duzen esas alinarak olusturulan metrik sistem yerine, 12 duzen esas alinarak olusturulan imperial sistemin hacim olculerinde daha dogru olcmek bakimindan avantaji varmis.

Wikipedia'ya bakinca bu MM/DD/YY (AY/GUN/YIL) formatini USA ve Kanada disinda kimsenin kullanmadigini goruyorum. Imperial sistemi ise Amerika ile birlikte bir de Liberya ve Myanmar kullaniyormus dunyada. Ee artik Amerika da metrik sisteme gecse ne iyi olur diye dusunuyor insan. Aslinda bunu '80'li yillarda denemisler ama yurumemis. Piyasadaki litrelik su siselerinden baska hicbir alanda tutmamis bu uygulama. Bir de bugun bilim dunyasinda -ozellikle tipta- miligram, mililitre kullaniliyor o kadar. Eskiden ER dizinde, simdilerde Grey's Anatomy'de sikca kulagimi geliyor, su kadar centilitre IV verin diye.

Takvim gunu olarak da burada ilk gun pazar. Bunun sebebi nedir acaba diye sordum etrafa, geleneksel, aliskanlik dediler. Hakikaten Wikipedia'ya bakinca bunun Yahulikten ve Misirlilardan gelme oldugu yaziyor.

3 Nisan 2006 Pazartesi

Zalim Bahar

Basligin arabesk oldugunu dusunebilirsiniz, bence de oyle ama su mart-nisan aylarinin bize cektirdiklerine bir bakin. Cicekler acmadan gelen polenlerden gozumuzu acamiyoruz. Oyle boyle degil, bizim oglan gozlerini oylesine bir ovusturuyor ki sabah aksam, sanki boks macindan cikmis gibi her defasinda. Sonra degisen, bir acip 23C'lere cikip 10C'ye jet hiziyla dusen havaya ne demeli? Basinc farki, kararsiz nem orani derken, bahar nezlesi kapida. Ama bir eski dost var ki ziyareti istenmeyen: benim migrenim. Basagrisiyla baslayip migrene donusmesi isten bile degil. Saatler de degisti hafta sonu, bakalim biyolijik saatimiz ne zaman, yeni zamana adapte olacak. Iste bundan yillar once Isvicre bu saat uygulamasina direnmis uzun sure. Sebebi de, ineklerin beslenme saatlerine uyum sorunuymus. Tarim Isvicre'si, finans Isvicre'sine yenik dusmus bir sure sonra ama...

"Nisan aylarin en zalimidir" diye okumustum bir yerde. Intihar olaylarinin exponansiyel arttigi, cinayetlerin fazlalastigi, manik depresyonun tavana vurdugu bir ay. Hakikaten ne oluyor vucumuzda da bu kadar etkileniyoruz anlamak isterim. Bunun bir fiziksel, kimyasal, aerodinamik aciklamasi nedir?

Migrenim diyordum. Zaten beni iyi taniyan dostlar bir beni, bir de basagrilarimi sorarlar. Denemedigim yeni tedavi sekli kaldi mi diye dusunuyorum, evet var: noral terapi. Hint otlarindan, biyoenerjilere, biyofeedback'ten magnezyum terapisine kadar bilimum seyler uygulandi, ogrenildi ve devam da ediliyor. Allahtan su triptanlar cikti da, tedavi etmese bile, 200km hizla giden agriyi 50km'ye indiriyor iki saat icinde.

Iste boyle bahar senligi havasindaki icim; yasasin mavi gok, turuncu gunes, disardaki masalar, fiskiran fiskiyeler, flip floplardan nanik yapan ayaklar, hafifleyen bedenler dese de, bir yandan da surekli "basim agriyo, basim agriyo" diye sizlanmak istiyorum.