Amerika'da iyi anne baba olmanin en
onemli sarti -ozellikle oğlunuz varsa- onu bir ball game'e
goturmektir. Hava 100F, nem oranı %90'lara vurmuş, ustelik de hafta sonu değil
-tamam cuma aksamı- ama iyi ebeveyn olacağız ya, cocuklari beyzbol oyununa
goturmeye karar veriyoruz. Baba bana diyor "sen götür", ben ona diyorum "sen
götür". Birisi mi gitse, ikisini de goturelim mi derken, "eeee kız da herseyi anlar
vaziyette görevlerimizi yapalım cocuklar canlı canlı bir ball game izlesinler"
deyip, bu defa trenle mi gitsek, arabayla mi gitsek sorunsalına giriyoruz. Zaten
hiçbirimizin 3 saat orada olacağına ihtimalimiz yok. Evet evet beyzbol öyle, 3
saat filan sürüyor.
Oyun NY Yankees ile Chicago White Socks
arasinda. NY'un iki beyzbol takımı var. Birisi Bronx'taki Yankees -ki biz de
Yankees stadyumu'nun yarım saatlik kuzeyinde oturunca Yankees'li oluyoruz tabii- digeri de Queens'teki Mets.
Boston Red Socks, Seattle Mariners, San
Diego Padres, St. Louis Cardinals, Washington Nationals, Arizona
Diamondbacks, Cleveland Indians hergün medyada ve bizim şirkette isimleri sik
sik gecen takımlar. Cunku buranin en populer sporlarindan. Amerikan futbolu ile beyzbol ilk siralari kapiyor.
Havanin sıcak oldugunu soyledim di
mi, ama öyle böyle değil. Dışarı çıkınca sanki buharlasacak misiz gibi
hissediyoruz. Arabayla gitmek en makulu. Şirkette soruyorum nereye parkedilir,
yürüme mesafesi nedir diye, stadyumun karşısında park var, oraya parkedersiniz
diyorlar. Sıcak ya hava, su şişelerimizi alıyoruz yanimiza ama içeri metal sise
sokmak yasak. Plastik olabilir ama icinde su olmayacak. Çünkü Yankees'i zengin
etmek adına bir sise su 5$ içerde. Hani TR'de havaalanında, otellerde, beach
club'larda fırsatçılık yapıp serbest piyasa ekonomisi uygulaniverir ya hemen, burada fiyatlar makuldur genelde. Firsat koselerinde, insana küçük dilini
yutturmaz-di, Yankees food court'a kadar...
İceri girinceye kadar oyun başlamış.
Oğlan tüm hücrelerine kadar hissediyor belli. Bir taraftan turistik bir gözle
etrafi inceleyerek sallana sallana, rezerve alanlarda biraz vakit geçire geçire
koltuklarımıza yollanıyoruz. Ta ustlerde kusbakisi bir yerdeyiz Oturduk,
izliyoruz.... Kuralları bilirsen cok zevkli bir oyun yazmış turk Vikipedi'si.
Eğer
beyzbol hakkında herseyi bilmek istiyorsanız, Michael Lewis'in Moneyball'unu
okuyun derim. Kitap cok istatistik dolu diyorsanız, o zaman filmini seyretmeniz
lazım. Kitabın adı: The art of winning unfair game: Adaletsiz oyunu kazanma
sanatı. Tam da öyle... Oyunun kurallarindan bahsediyordum. Su site guzel yazmis, bakin derim.
Oyuna dair referans vermek
istediğimde mac diyesem geliyor, ama bu mac değil, ball game, oyun yani.
Tribunlerde, bizdeki frigoculara benzer dondurma satanlar geziyor. Ya da patlamis misir satanlar. Aşağıdaki yiyecek koridorlarında fast food'un haddi
hesabı yok. Vicik vicik yağlı sosisliler, burgerler, patates kızartmaları, su gibi
giden bira... Evet evet bu havada en güzeli bira onda hemfikirim Amerikalilarla. Herkes sakin sekilde oyunu izliyor. Eğer takımımız Home Run'i
tamamlamışsa kocaman alkış herkesten.
Oglan eldivenini ve topunu getirdi.
Olur da Yankees oyuncularindan birisini görürse topunu imzalatacakmis ya da
eldivenini ama kulisle aramızda 20 katli apartman boyu kadar fark var nerdeyse. Ben
de Alex kardesimizi dunya gozuyle gorme telasindayim. Ne de olsa celebrity
dunyasi bayiliyor kendisine.
Birkaç round izleyip, iyi anne baba olduğumuza kanaat getirip, onlar da
yorgunluktan daha fazla itiraz edecek hale gelemediklerinden eve dogru
yollanıyoruz. Cikista park biletini ödemekle
uğraşmıyoruz, iyi ki girdikten hemen sonra odemisiz diyoruz (park sabit fiyat
$35). Aklımızda olsun, zira oyun çıkışı park yerinden çıkmak en iyisinden 1
saatmis.