12 Şubat 2006 Pazar

Durmadan Yagan Kar ve Hatirlattiklari

Daha sabahin ilk saatleri ... ama kar oylesine iri ve yogun yagiyor ki eve hapsoldugumuz kesin bugun. Bir de faranjit olup, sesimiz de kisilinca donusumlu salon-yatak odasi arasi gidip geliyoruz Burak'la.

Artun'a gel fotograf albumlerine bakalim diyorum. Elime gelen albumu acip bakinca cocuk icindekilere saskin gozlerle bakiyor. Eee yil 90-91 arasi, kalin kasli, perma sacli, buyuk gozluklu zat-i muhteremleri tanimak pek de mumkun degil onun icin. Babayla yeni tanisilmis, hatta ilk gezinin resimleri de var albumde. "Bak oglum burada Yedi Goller'e gittik" diyorum. Bir otobus dolusu cilgin genc. Hepimiz sardalye misali ustuste resim cektirmisiz. Sonra sandal kiralayip gezinmisiz etrafta. Mehmet Cakmak'in Burak'la Nefi'ye "hadi keciler, kizlari da alin gelin" deyisini hatirliyorum yemek saatinde.

Birkac sayfa sonra dogum gunlerimizi hep Emirgan Kortan'da kutladigimiz resimler var. Once benim dogumgunum, sonra Sibel'in sonra Saadet diye gidiyor arsivde. Bir ara Mecidiyekoy'deki Manti'ya giderdik kutlamalar icin. Disardan sarap getirmeye bile izin veririlerdi. Mantisi da meshurdu ama hep karma birseyler secer menuden paylasirdik aramizda. Koltugumuzun altinda pastamiz, ogleden sonra dersi kirmis, 30 kisiyle Manti ya da Kortan'da cekilmis resimler var elimde simdi. O yillarin kislarini hatirlamaya calisiyorum. Kampusten bizim binaya yururduk ve sanirim en az 500-700mt vardi. Kan ter icinde okula girince iyice bir kurulanmamiz lazimdi o yillarda, palto, pantolon kardan islanirdi sirilsiklam. En cok vize final doneminde sikinti yaratirdi acaba iptal olur mu diye. Birkac kez ertelendigi de oldu nitekim...

Sayfalar sonra bahar gelmis, biz Fenerbahce, Bebek, Emirgan epey bi gezmisiz gene resimlere bakilirsa. Ctesi AKM konserleri, Taksim kitapcilari, Galatasaray Sampiyonda kokorec, Yapi Kredi Kazim Taskent Galerisinde resim sergileri, Odabasi'nda fuarlar derken ne de yogun gecerdi hafta sonlari... Sonra yaz gelmis ... Ve biz bir koloni halinde yasardik yaz tatillerini. Gunduzleri hep Munevver'le ama aksam olunca pardon aksam ustunden baslayarak once Koray ve Tansu'yla cay-kahve icin bulusmalar, tabii ki Golf'te olacak bu, sonra aksam lise grubunun da eklenmesiyle Lodos ya da bir donem sadece Akol otelin terasina takilmamizla canli muzik, dans, kuruyemis, icecekler ve nefis Canakkale gece manzarasiyla 1'de sona eren aksamlar... Erkekler bizi evlerimize birakir, ertesi gun gene ayni seyleri yapmak icin sozlesirdik. Oglen 2'de otobusle Guzelyali'ya gidilir eve gelinip dus alinir, disari cikmak icin suslenip puslenip hazirlanir ve kaldigi yerden devam ederdi sohbetler. Pek alisilmadik seyler de yapardik arada, mesela birkac keresinde denize gitmeyip ayran icip siir okumustuk ayaklarimizi duvara dayayip Nebis, Ugur ve Reyhanlarla (Munevver bunu sen iyi hatirlarsin !!).

Arada bir icimizden birileri butunleme icin bir yerlere gidip gelir ama eylul olunca son bulusmalarimizi yasar ve her birimiz ayri sehirlere giderdik. Ayni sehre, Istanbul'a bile gitsek pek de mumkun olmazdi Ckale bulusmalarimizi orada yasamak. Onlar bize ozgu, oraya ozgu, kordona, sahile, batan gunese ozgu bulusmalardi. Ne cok konustuk, ne cok gezdik, ne cok dunyayi kurtadik bilinmez ve o bulusmalar bugun hala devam eden dostluklari kurdular. Hala birbirimiz icin universite, lise, hatta orta okul yillarindaki cocuklariz. Albumun son resmi Guzelyali Jandarma kampinda cekilmis Koray, Munevver ve benim oldugum kare. Canakkale'de denizin hep serin oldugu bir gundu aslinda. Guler teyzenin cekinmeksizin denize girdigi an hala aklimdadir. Gene ne cok gulmus, eglenmistik o gun. Resim cekilirken karnimizi icimize cekelim diye saka bile yapmistik. Artik pirasa saclarima geri donmusum, Munevver iri dalgali, Koray ise bugunku gibi, hep ayni bana kalirsa (gel de ona sor).

Sabah da Besame Mucha'yi dinleyip nostalji yaptik, arada bir insanin ruhunu anilarla canlandirmasi iyi geliyor. Iyi ki albumler, resimler var. Insana hatirlatiyor...

Hiç yorum yok: