31 Mart 2009 Salı

Doktorlar Nasil Dusunur?

Bugun doktora goturdum Erin'i. Sag gozunden 1 aydir saat basi tek bir gozyasi damlasi olmak uzere yas geliyor. Dogdugunda benzer bir sorun vardi, hem pediyatristi hem de goz doktoru, yeni doganlarda goz yasi kanallari tikali olabilir ama kendiliginden gecer deyip beklememizi onermisti. Hakikaten 6 ay bile olmadan birkac hafta icinde kendiliginden gecti. Su son durum da benzer olunca goz doktorunu aradim. Dunya tatlisi bir adam gozcumuz. Hadi getir demesini beklerken, "himmm sanirim sag goz kanali tikali, bu durumda senin Erin'i bu konuda uzman birisine goturmen iyi olur" deyip bana tanidigi bir doktorun adini verdi. Verdi ama adam koprunun obur yakasinda, hem de epeyce bir uzakta eve. Neyse ... zaten en yakin randevuyu bugune yani 5 gun sonrasina verdiler. Malum burada ayni gune randevu imkansiza yakin, eve yakin baska bir ofisde de calisiyormus doktor ama orasi 2.5 hafta sonraya gun verdi, olsun dedim uzak da olsa yakin gundekine gidelim.

Siramiz gelip doktor bizi ofise alinca sorular sormaya basladi. Ama evden cikarken birsey unuttum, Erin'in bu durumu ilk kez oldugunda ne kadar surdu ve iki gozunde de olmus muydu hatirlamadim, saglik dosyasina bakamadan geldim doktora ve tam da bekledigim gibi doktor bana bu soruyu soru diger sorularla birlikte.

Simdi bunlari yazmak neden aklima geldi biliyor musunuz? Gecen yil bir kitap dinledim : How Doctors Think. Sonra da okudum cunku audio'sunu okuyan adam cok basarisizdi, tavsiye etmem.

Kitap hasta acisindan; dogru sorulari sorma, doktorlardan beklentileri saptama, ozellikle hasta-hastalik-teshis-tedavi boyutunda hangi asamalarla nasil bir yaklasim sergilemeli gibi konularda beni cok bilgilendirdi. Bir baska guzel tarafi da kitabin; kitabin yazari doktor oldugundan, kendi acisindan da bir doktorun hastaya yaklasimindaki tavirlarin neler olabilecegi konusunda da ozelestiri yapiyor. Hatta cogu zaman kitabin adi "How Doctor Should Think" olmali diye dusundum. House diye bir tip dizisi var, izler misiniz? Ben siki takipcisi degilim ama adam yani Dr. House adeta doktor-muhendis. Ne, neden kaynaklanmis illa onu cozecek.

Cocuklari goturdugum bir pediyatrist klinigi vardi. 5 doktor var ama ben hep aynisini goruyordum, ta ki doktorumuz gecen sene Boston'a tasinana kadar. Sonra klinikteki baska doktorlardan randevu aliyordum hastalik zamanlarinda ama hicbiri icime sinmedi. Ne kisisel bir ilgi, ne dosyalarinda ne olmus bitisi hatirlamak babinda bir hafiza yenileme... O zamanlar biraz da bu kitabin etkisiyle daha iyi cocuk doktoru olmali, neden bu adamlara gidip duruyorum ki deyip etrafi biraz kolacan ediyordum. Sonra yan komsumla konusurken, bana kendi cocuklarinin pediyatristini tavsiye etti. Gercekten beklentilerime iyi cevap veren 2 doktor kazandik simdi. Cocuklari isimleriyle cagiriyorlar, daha oncesinde ne olmus hatirliyorlar, ben hastalik konusunda biraz endiseli oldugumdan beni sakinlestirip, omzuma vurup merak etme gececek diyebiliyorlar ve de en onemlisi teshis ve tedavi konusunda siki takip edip guzel klinik uyguluyorlar.

Kitabin bir yerinde soyle geciyordu. Doktorun sizi muayenesi, siz onun odasina girip elinizi sikmak icin uzattiginiz andan itibaren baslamistir.

Saglik konusunda beklentiler her zaman yuksek, hele ki doktoru, anladi, anlamadi, verdigi ilac ise yaradi, yaramadi diye kategorize etmeden once, biz de dersimizi iyi calisalim hasta olarak, degil mi ama?

Kitapla ilgili Hurriyet'te bazi yazilar cikmisti tesaduf ettigim. Sanirim kitap Turkce'ye de cevrilmis.
Osman Muftuoglu'nun yazisi
Yazarla Soylesi

USA Gelir-Gider Tablosu

Merak ediyordum bu devletin gelir ve harcamalari nedir diye. CNBC'de bir programda vardi ben de not aldim. Hepsini bir arada gormek ilginc. Ilki gelir, ikincisi gider tablosu. Rakamlar milyar dolar (USD) bazinda.

10 Mart 2009 Salı

Transfuzyon

Birden ortaokulda hazirladigim donem odevim aklima geldi. Oyle ya her dersin bir donem odevi olurdu da biz temiz ev odevi diye kapakli, suslu en guzel yazimizla Hayat Ansiklopedisi ve Meydan Laurosse'lardan toplanmis bilgileri koyardik. Bir yil transfuzyon konusunda bir odev hazirlayacaktim ama o kadar az yazi vardi ki, toplasam kendi kattiklarimla bile 1 sayfa ancak doluyordu. Derken gazetede cikan bir yazi imdadima yetismisti, onu da katip 1.5 sayfalik odev vermistim bulanik hafizam yaniltmiyorsa.

Gecenlerde eski notlarima bakmam gerekti is geregi. 1998'den itibaren calistigim islerin, yaptigim projelerin, yazdigim programlarin/scriptlerin elektronik kayitlari var, oncesindeki 4-5 seneye ait ajandalarim ve blok defterlerim vardi. Ve ben ordan oraya tasinirken maalesef kaybettim yazili kayitlarimi. Simdi 2000 yilindaki emaillere bakiyorum. Hatta ilk email olarak gonderdigim mesajlar var. O zamanlar modem'le ODTU ustunden ortak bir email adresinden cikardik... sene 94-95 filan olsa gerek. Simdi ti-di-du-di'lu modem sesi geldi kulaklarima, yok kalsin gene o eskide, yenisi cok daha iyi.

Keske o transfuzyon konulu donem odevim gibi, orta 1'deki matematik odevimi de saklasaymisim. 5-6 soruluk bir odevdi, fazla zorlanmadan yapip bir sabah kimdi siniftan kalktik 1A'nin matematik ogretmeni Sultan Duzgun'un evine gittik. Ben 1B'deydim bu arada. Oyle ya Canakkale kucuk oldugu kadar herkesi yasadigi yeri bilecek kadar tanidik ve samimi bir yerdi. Ya biz cok erken gitmistik ya da Sultan ogretmen uykucuydu :) Sabah pijamalari icinde piskin piskin sorulari cozduk beraber, hic de gocunmadi, cocuklar nerden ciktiniz demedi, hafta sonu ogretmen rahatsiz edilir mi demedi, siz benim ogrencilerim degilsiniz de demedi. Aman Allah'im ne buyuk bir iliski grifligiydi bizim yasadigimiz. Hepimiz birbirimizi ailelerine kadar tanir, yazin kordonda neredeyse Canakkale'nin tamamina selam verirdik. Ve biz simdi 50-60 ruh bulusuyorsak -daha cok onlar o kitadakiler elbet- taa Ortaokul yillarina kadar giden bu bagin cok buyuk etkisi var.

Isterdim ki o donem odevlerinden birer ani kalsaymis bana simdi, ne kadar da hos olurdu.

9 Mart 2009 Pazartesi

Sonrakini Bekleyecegim

Nilufercigim gondermisti... ancak izleyebildim arkadasim ve cok begendim. Izninle burada paylasmak istiyorum.